Düşüncemin Ekolojisi

Düşüncemin EkolojisiVatan, 23.05.2011,

http://haber.gazetevatan.com/Haber/379154/1/Gundem
Vatan, 23.05.2011, Tanzer GEZER, ofis@ihtilafyonetimi.com
 
Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Dönem Başkanı Prof. Dr. Elif DAĞLI, SSUK Yürütme Kurulu Üyesi olan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) tarafından dava edildi.

Dava konusu, “kişilik haklarına basın yoluyla vaki saldırı nedeniyle 10.000TL manevi tazminat” talebi. TAPDK, 17.10.2010 tarihli AKŞAM Gazetesi’nde yayınlanan yazıda, Elif DAĞLI’nın, “Kurum yetkilileri ile çalışanlarının şeref ve haysiyeti ile kişilik haklarına saldırı mahiyetinde tamamen gerçek dışı, rencide etme ve Kurumu toplum nazarında karalama amacıyla” beyanda bulunduğu ve “hakaret ettiği” iddiasında.

Elif DAĞLI bunu nasıl mı yapmış?

Elif DAĞLI; aromalı sigaralar gerek paketleme tekniği gerekse tat olarak gençleri ve çocukları hedef alıyor, aman dikkat, meyveli, kokulu tuzak tiryaki yapar, bu tür ürünlerle Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri mücadele ettikçe sigara devleri Türkiye pazarına yöneldi, daha yolun başındayız, Türkiye’de bu sigaralar henüz yaygınlaşmadı ama TAPDK’nın halen üzerinde çalıştığı yönetmelikte boşluk mevcut, geç olmadan önlem almak zorundayız, sigara firmaları Dünya’da zehri (sigarayı) allayıp pullayıp satıyorlar, kimsenin ölümcül bir maddeyi süsleme hakkı olmamalı, taslak bu haliyle geçerse çocuk ve gençler için büyük tehlike oluşturur, sigara firmaları bu tarz ürünlerin Türkiye’ye ithal edilmesinin, Türkiye’de imal edilmesinin ve satışının yasaklanmaması için TAPDK’ya baskı yapıyor, aynı konu Türkiye’nin de tarafı olduğu Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nin Uruguay’daki Taraflar Konferansında gündeme geleceğinden, bu Konferans öncesinde TAPDK’nın, çok uluslu sigara üreticileri tarafından desteklenen Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Derneği’nin davetlisi olarak Amerika’nın Kentucky Eyaletinde düzenlenen toplantıya böyle kritik bir dönemde katılması hem sakıncalı olur, şüphe uyandırır hem de Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ne göre sigara firmaları ile kamu görevlileri ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmaları yasaktır, bu nedenle toplantıya katılım TAPDK’nın sigara firmaları ile flört ettiği anlamına gelir demiş.

Hemen kontrol ettim;

Yürürlükteki yönetmelik eski düzenlemeyi korumuş yani hala aromayı yasaklamıyor,

Tütün Kontrolu Çerçeve Sözleşmesinin önsözünde, tütün endüstrisinin, tütün kontrolündeki çabaları bozma ve yıpratma girişimlerine karşı tetikte olunması gerektiği yazıyor,

TAPDK Başkan Yardımcısı, Tütün ve Alkol Kontrolü Daire Başkanı Fatih Mustafa Özyeşil’in, Elazığ’da 09-12 Haziran 2010’da gerçekleştirilen 4. Sigara ve Sağlık Ulusal Kongresinde, “Tütün endüstrisinin gizli ve gizli olmayan kulis faaliyetleri devam etmektedir” dediğini SSUK web sayfasında yer alan sunum metninden okudum,

Tütün Kontrolu Çerçeve Sözleşmesi’nin yaptırımı var ve 5.3. maddesi, “Taraf Devletler, tütün kontrolü ile ilgili halk sağlığı politikaları geliştirilmesinde ve uygulanmasında, ulusal kanunlar doğrultusunda, bu politikaları tütün endüstrisinin ticari ve diğer çıkar çevrelerinden koruyacaklardır.” demekle, sözü, tütün endüstrisi ile flört etme sayın Taraf Devlet’e getiriyor,

TAPDK’nın dava konusu ettiği yazıda, Prof. Dr. Hilal ÖZCEBE de aromalı sigaraların özellikle gençleri hedef aldığını, aromalı sigaraların gençlerin sigaraya başlamasında büyük rol oynayacağını düşündüğünü, bu nedenle büyük tehlikenin fark edilmesi gerektiğini, gelişmiş ülkelerin aromalı sigaralara set çektiğini, TAPDK'nın da halkın sağlığı ile ilgili karalarlar alırken dikkatli olması gerektiğini dile getirmiş,

Aynı yazıda, Dünya Akciğer Vakfı İletişim Danışmanı Rebecca Perl de tütüne aromalar katılmasını çocuk ve gençlere ulaşma stratejisi olarak değerlendirmiş ve tuzağa düşmeyin diye uyarmış. Sivil toplumcu mudur nedir?(!)

Eh, bu durumda; Elif DAĞLI’nın aklına sağlık, çok doğru söylemiş.

Ben de aynı fikirdeyim...

Sordum, önüm, arkam, sağım, solum da hep aynı fikirdeler.

Ne olacak şimdi? Yargılanacak mıyız?

İşin iyisi TAPDK da aynı fikirde ki dava konusu ettiği yazıdan alınmış!

Ancak, dahası var. TAPDK’nın, Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Derneği’nin davetlisi olarak düzenli şekilde tütün endüstrisi toplantılarına katıldığını, buna gerekçe olarak da 4733 Sayılı Kanunun, Kurulun Çalışma Esasları, Görev ve Yetkileri başlıklı 3. Maddesinin f. Bendinde belirtilen, “Yurt içinde ve yurt dışında konusuyla ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde bu kuruluşlara Kurumun üye olmasına karar vermeyi” gösterdiğini okudum.

Konusuyla ilgili kuruluşlarla işbirliği mi?

Tam “ihtilafın kaynağını buldum, TAPDK ile SSUK Dönem Başkanı’nın ‘konu’ tayini yönünden Kanunu farklı yorumladıkları aşikar, konu tartışılmaya muhtaç, bu ne davası” diyecektim ki SSUK’un ilgili Valiliklere, Sağlık Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na gönderdiği mektubuna rastladım.

Mektupta, müşterilerine dava desteği de veren özel bir güvenlik şirketinin Türkiye’de de yerleşik bir Tütün Endüstrisi A.Ş. adına, İstanbul, Trabzon, Ankara, Gaziantep ve Mersin illerinde, kamu kuruluşlarına yönelik “sigara kaçakçılığı konusunda” işbirliği seminerleri düzenleyeceğinin öğrenildiğini, kaçakçılıkla mücadele konusunun bir iç güvenlik ve vergi geliri kaybı meselesi olduğu kadar, aynı zamanda çok önemli bir halk sağlığı meselesi olduğu ve tütün endüstrisinin halk sağlığı politikalarına müdahale etmesine asla izin vermemek gerektiğini, bunun mesnetinin Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrolu Çerçeve Sözleşmesi’nin 5.3 maddesi olduğunu, bu maddenin temel felsefesinin, pazarlanan ürünün ölümcül olmasına dayalı olarak, tütün endüstrisinin çıkarları ile halk sağlığı çıkarları arasında kökten ve uzlaştırılamaz bir ihtilafın bulunduğu tespitine ve ülkelerin kendi sağlık politikalarını tütün endüstrisinin çıkarlarına karşı korumak zorunluluğunun kabulüne dayandığını okudum.

SSUK, bu gerekçelerle, sözde kaçakçılıkla mücadele seminerinin iptal edilmesi ve başta emniyet mensupları olmak üzere kamu görevlilerinin katılımının önlenmesi için gerekli önlem ve işlemlerin yapılması hususunu arz etmiş yetkililere.

Aklımdan TAPDK’ya sormak geçti; acaba bu toplantıya TAPDK davet edilmiş miydi? Kuvvetle muhtemel diye düşündüm.

Edildiyse, ‘konusuyla ilgili’ olduğu için katılacak mı yoksa meşhur 5.3. madde gereğince red mi edecek? Meraktayım çünkü yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal durumu mevcut.

TAPDK bu toplantıya katılmazsa, ortada TAPDK tarafından kendisini sigara endüstrisi ile flört etmekle suçladığı, hakaret ettiği gerekçesiyle Prof. Dr. Elif DAĞLI’ya karşı açılmış bir dava var ancak, davanın konusu, TAPDK tarafından yok edilmiş olacaktır.