Günümüzün Büyük Afetlerinden Biri Sigara

Günümüzün Büyük Afetlerinden Biri Sigara Bağımlılığıdır;Kongre Bildirisi, 01.12.2006,

http://www.tutunsuzyasam.org/dosya/SonucBildirgesi.doc

GÜNÜMÜZÜN EN BÜYÜK AFETLERİNDEN BİRİ SİGARA BAĞIMLILIĞIDIR;

1. Yapay bir salgın olan, sigara bağımlılığı yalnızca ciddi hastalık ve ölümlere yol açmamakta, üretim kaybı ve gittikçe artan sağlık harcamaları nedeniyle ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Bu salgının varlığının ve sürmesinin nedeni; bu salgından büyük gelirler elde eden uluslararası sigara şirketleridir.

2. Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık yarısı (17 milyon kişi) sigara içmekte ve her yıl 100.000 kişi sigaraya bağlı bir hastalıktan ölmektedir. Her yıl bir şehrimize atom bombası atılarak yeryüzünden silinmektedir.

3. Başta çocuk ve kadınlar olmak üzere her yıl 15,000 kadar yurttaşımız, sigara içmediği halde başkasının dumanı yüzünden yaşamlarını kaybetmektedirler.

4. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, önümüzdeki 20 yıl içinde bu kitlesel ölümlerin en fazla artacağı ülkelerden birisi de Türkiye olacaktır. Eğer önlem alınmazsa 2025 yılına gelindiğinde ülkemizde her yıl 240,000 kişi sigaranın yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirecektir. 

5. Ülkemizde, sigaraya yaklaşık, günde 40 milyon YTL, ayda 880 Milyon YTL, yılda ise 18 milyar YTL (yaklaşık 15 Milyar Dolar) harcanmaktadır. Buna her yıl sigaranın yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle 15 Milyar YTL de sağlık harcaması eklenmektedir. Bu veriler ülkemizin gerçek bir kitlesel yıkım ile karşı karşıya olduğunun göstergesidir. 

6. Bugün için dünya genelinde 1,1 milyar insan sigara içmektedir. Bu sayının 2025 yılında 1,6 milyara yükselmesi beklenmektedir. Her yıl sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle 5 milyon kişi yaşamını yitirmektedir. Bugünkü sigara içme oranları devam ederse, bugün hayatta olan 500 milyon kişi sigara nedeniyle ölecektir. Bunların yarıdan fazlası günümüz çocukları ve gençlerdir.
7. Dünya'da sigara içen 1,1 milyar kişinin 800 milyonu (% 70-75'i) gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadırlar. Sigara bağımlılığı Asya, Latin Amerika ve Afrika'da dramatik bir şekilde artış gösterirken, Kuzey Amerika ve Avrupa'da azalmaktadır. Son 30 ile 40 yıldır, gelişmekte olan ülkelerde, erkeklerin sigara tüketimi hızla artmaktadır. Ülkemizde de son 30 yılda sigara tüketimi % 80 oranında artmıştır. 

8. Dünya genelinde yüksek tansiyondan sonra ikinci ölüm nedeni sigaradır. Sigara 50’nin üzerinde sağlık sorununa ve hastalığa, 20’den fazla öldürücü hastalığa yol açmaktadır. Kanserler, kalp-damar hastalıkları, KOAH denen süreğen akciğer hastalıkları, hamile ve bebeklere verdiği zararlar bunların en önemlileridir. Bunlara ek olarak her geçen gün sigaranın yeni zararları saptanmaktadır. 

9. Bunlardan başka başkasının sigara dumanına maruz kalmak da ölümcül hastalıkların riskini arttırmaktadır. Başkasının sigara dumanı kalp krizlerini tetikleme, akciğer ve genç kadınların meme kanseri başta olmak üzere kanser riskini ciddi şekilde arttırmakta, özellikle çocuklarda-bebeklerde ani ölümlerden, verem, zatürree gibi ölümcül bulaşıcı hastalıklara, alerji ve astım gibi kronik hastalıklara kadar birçok ağır sağlık sorununa yol açmaktadır. Sigaranın tüm bağımlılıkların giriş kapısı olması nedeniyle, çocuklarının yanında sigara içen ebeveynlerin, çocuklarına çok tehlikeli bir örnek olduğu gösterilmiştir.

TÜTÜN SALGININI KONTROL ETMEK İÇİN ULUSAL BİR PLANA VE BUNU UYGULAMAK ÜZERE SİYASAL KARARLILIĞA GEREK VARDIR

1. Ülkemizin bu önemli ve önlenebilir halk sağlığı sorununu çözmek kolay değildir. Çünkü sigara kullanımı bağımlılık yapar; öte yandan da sigara kullanmaya başlama ile hastalıkların ve ölümün ortaya çıkması arasında uzun bir zaman aralığı vardır. Buna karşılık tütün endüstrisi bir takım kültürel ve ekonomik faaliyetler ile tütünün kullanılmasını teşvik etmektedir. 

2. Tütün Kontrolü bir nüfusun tütün kullanımını ve sigara dumanına maruziyetini ortadan kaldırarak veya azaltarak toplumun sağlığını koruyacak bir takım arz, talep ve zarar azaltma stratejilerine gereksinim duyar. Bunların yaşama geçirilmesi ise yönetimlerin siyasal karalılığını gerektirir. 

3. Yapay bir afet olan sigara salgınını önlemenin yolu tütünün zararlarına ilişkin toplumsal bilinci yükseltmektir. Toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla özellikle sigara içmeyenlerin ve pasif içicilerin sigara ile mücadele konusunda daha aktif rol almalarını, haklarını tüm platformlarda daha sesli ve etkin bir şekilde aramalarını sağlayacak teşvik edici düzenlemeler yapılması ve politikalar güdülmesi gereklidir. Bu amaçla sigara satış fiyatları üzerinden alınacak bir fon bu amaçla kullanılmalıdır. Ülkemiz bundan 10 yıl önce 4207 sayılı “Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlemesi Hakkında Kanun”u kabul etmek suretiyle önemli bir adım atmıştır. Şimdi sıra TBMM bekleyen ve 4207 sayılı kanunun eksikliklerini gidermek üzere hazırlanmış olan Kanun’un çıkarılmasındadır. Ancak Kanun’un 4207 sayılı Kanun’un en önemli bölümü olan sigara reklâmlarının yasaklanması ve kapalı alanlarda sigara içilmesine ilişkin bölümleri tekrar gözden geçirilmeli ve mevcut kazanımlardan taviz verilmemelidir. 

4. Başta hükümet olmak üzere, tüm kamu kurum yönetimleri 4207 sayılı Kanun’un getirdiği sigaraya ilişkin yasaklama ve kuralların uyulmasına özen göstermelidir. Başta eğitim ve sağlık kuruluşları olmak üzere tüm kamu kuruluşları sigarasız kurum olma yönünde adımlar atmalıdır. Kesinlikle kamuya açık alanlarında her türlü istisna kaldırılmalıdır. Üniversiteler sigarasız kurumlar olmada ve toplumu bilinçlendirmede öncülük etmelidir. 

5. Sigaranın zararlarını önlemede en önemli araçlardan birisi yüksek sigara fiyatlarıdır. Avrupa ülkeleri arasında fiyat karşılaştırılması yapıldığında Türkiye en ucuza sigara satılan ülkelerden birisidir. Türkiye’de sigara üzerindeki vergi yükü ortalaması (ÖTV+KDV) % 73.25’tir. Vergi oranlarımız diğer ülkelere göre düşüktür. Sigara fiyatları vergiler ve diğer yollarla reel olarak arttırılmalıdır. 

— Türkiye’de fiyatı 2–3 Avro iken, aynı marka sigaraların fiyatı bazı Avrupa ülkelerinde 8 Avro’ya kadar yükselebilmektedir.
— Vergi artırımı ve diğer yollarla tütün mamullerinin fiyatının artırılması, özellikle gençler ve düşük gelir gurupları arasında bu ürünlerin tüketiminde azalmaya yol açmakta, kamu gelirlerinde ise artış sağlamaktadır.
— Dünya Bankası verilerine göre sigara fiyatlarındaki % 10’luk artış, sigara tüketimde % 4 oranında azalmaya yol açmaktadır. Bu değişim yüksek gelirli ülkelerde % 2,5 – 5, orta ve düşük gelirli ülkelerde de % 5 – 10 arasında olmaktadır.
— Ülke düzeyinde tütün kullanımının % 10 azaltılması, yalnızca sigara satın almak için harcanacak paradan yıllık 1,5 milyar dolarlık tasarruf sağlayacaktır.
— Vergilerin arttırtması ile devletin vergi kaybına yol açmadığı ve tütün şirketlerinin iddia ettiğinin aksine sigara kaçakçılığını arttırmadığı kanıtlanmış ve kongremizde de tebliğ edilmiştir. — Kaçakçılığın önlenebilmesi amacıyla gerekli düzenlemeler ve önlemler İçişleri Bakanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı tarafından alınmalıdır.
—Tütün gelirlerinin ülkemize 7 – 8 Milyar dolar girdisi olurken giderinin 50 Milyara dolara kadar olabileceği kongremizde bilim adamlarınca vurgulanmıştır.

6. Tütün şirketleri reklâmlar yolu ile sigara salgınının büyümesine neden olmaktadır. DSÖ’ nün de önerdiği gibi tütün şirketlerinin her türlü (başta açık ve gizli reklâmlar, ürün özellikleri, satış noktası ihlalleri gibi) etkinlikleri devletimiz tarafından halk sağlığı adına en üst düzeyde denetim altında tutulmalıdır. 

—Tütün şirketleri günümüzde özellikle gençleri ve kadınları hedeflemektedir.
—Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, RTÜK, TAPDK, Reklâm Özdenetim Kurumu, Satış İzin Belgesini veren İl Özel İdareleri gibi kurum ve kuruluşların daha da etkin ve etkili bir şekilde denetim yapmalıdır.
—Başta basın-yayın organlarında olmak üzere açık ve gizli reklâmlar sürmektedir. 4207 sayılı yasaya karşın sigara şirketleri başta dağıtım araçlarında olmak üzere marka ve logoları ile reklâm yapmaya devam etmekte, okul çevrelerinde olmak üzere tek tek sigara satışı gibi satış ihlalleri sürmektedir.

7. Uluslararası Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi ve diğer kanunlarımız çerçevesinde her türlü önlem hükümetimiz tarafından gecikmeksizin uygulanmalıdır. 

— Kamuya açık alanların havasının kanunlarımızın emrettiği üzere tütün dumanından arındırılmalıdır.
— Sağlık Bakanlığı’nın binalarının bile daha sigarasızlaştırılmadığı, Devlet dairelerinin büyük çoğunluğunda kanuna uyulmadığı üzücü bir şekilde saptanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tüm sağlık kuruluşlarını bir an önce dumandan arındırmalıdır.
— Başta sağlık, eğitim, spor tesisleri olmak üzere tüm kapalı alanlar tamamen tütün dumanından arındırılmalıdır.
— Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere tüm devlet kurumları öncelikle sigara yasaklarını kanunlarımızın emrettiği şekilde uygulanmalıdır. Aksi durum Devlet ciddiyetini de sorgulanabilir kılmaktadır.
— Ulusal Tütün Kontrol Programının izlenmesi için bir kurul oluşturulmalıdır. Değişik kurumların alacağı önlemler yakından takip edilmelidir.

8. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği gibi, tütün şirketleri yol açtıkları zararlar nedeniyle her türlü yasal ve hukuki yöntemlerle halk nazarında sorumlu tutulmalıdır. Bu konuda hukuk adamlarımıza ve adalet sistemimize büyük görevler düşmektedir. Kongremize katılan hukuk adamlarının daha da artması gerektiğini belirtiriz. Türkiye’nin kaybedilen ilk davasının hükümleri, kongremizde bilime ve hukuka aykırı bulunmuştur.

9. Kongremizde, 21 Kasım tarihi ülkemizde bir ilk olarak Sigara Davasının merhume davacısının ölüm günü ve davanın başlangıcı nedeniyle “Sigara İçilmeyen Kadın Günü” veya “Sigarasız Kadın Günü” olarak kabul etmiştir. Bu günün anılması ile ülkemize hızla gelmekte olan sigaraya bağlı kadın ve çocuk ölümleri salgının önlenmesi amaçlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün de tespit ettiği üzere “Kadın ve Çocukların Yaşam ve Sağlık Hakkı” insanoğlunun yeryüzündeki en önemli hakkı, imtiyazıdır. İlgili kurumlarca, bu günün tanıtımı ve pratiğe geçirilmesi için çalışılmalara başlanmalıdır.

10. Kongremiz, tütünün kontrolünde sigara bağımlılık tedavisinin önemini tüm bilimsel verilerle saptamıştır. Sigara bağımlılığı, DSÖ başta olmak üzere uluslararası sağlık otoritelerince hastalık olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, kanunlarımıza göre de tedavisi hekimin sorumluluğu ve görevidir. Son yıllarda halkımızın sigara bırakma tedavilerine talebinin artması çok sevindirici bir gelişmedir. Ancak bu talebi karşılamada, sağlık sisteminin yeterli olmadığı, bu yüzden de halkımızın kanıtlanmamış ve sahte tedavilere yönlendiği görülmektedir. Halkımızın doğru tedavilere ulaşması, sağlıktan sorumlu kurum ve kuruluşlar ve adalet sisteminin görevidir.

Başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere, Türk Tabipleri Birliği ve diğer sağlık örgütlerine özellikle birinci basamakta sigara bırakma tedavilerinin halkımıza ulaşılabilir kılınması gerekmektedir. Bunun yanı sıra üniversite müfredatlarına sigara bırakma tedavisi eklenmelidir. Ayrıca bu tedavilere halkın ulaşmasında ödeyici kurumların da gerektiği gibi yardım etmesi gerektiğini hatırlatırız. Bu nedenle kanıta dayalı sigara bırakma tedavileri, gecikmezsizin sigorta kapsamına alınmalıdır.

11. Tütün mücadelesinin bir bütün olarak hem devlet, hem de sivil toplumun birlikte görevi ve sorumluluğu olduğunu hatırlatır, tüm tarafları öncelikle mevcut kanun ve düzenlemeleri uygulamaya davet ederiz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, diğer Sağlık ve Eğitim Kurum – Kuruluşları, Ulusal Medya başta olmak üzere, tüm sorumlu kurum ve kuruluşları halkımızın sigaranın zararları konusundaki bilincinin yükseltilmesi konusunda görevlerini aksatmaksızın yapmasını hatırlatırız.

12. Politikacılarımızı ve TBMM’ni halkımızın sağlığı ve sağlamlığını arttırmak üzere tütün konusuna çok daha dikkatle yaklaşmasını; bu konuda bekleyen Kanun Teklifinin elde edilen kazanımlardan taviz verilmeden bir an önce yasalaştırılmasını talep ederiz.

“TÜM TÜTÜN ÜRÜNLERİ ÖLDÜRÜCÜDÜR!” “TAMAMEN SİGARASIZ ALANLAR, HEMEN ŞİMDİ!” 

Halkımıza saygıyla sunarız

Uluslararası Katılımlı Üçüncü Sigara veya Sağlık Ulusal Kongresi Kongre Düzenleme Komitesi