Sigara ve etkileri

Sigara ve etkileriHürriyet, 17.12.2008,

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10590774
Hürriyet, 17.12.2008

Sigara içemek bir bağımlılıktır. Sigara tiryakileri, sigarayı kendi seçimleri olduğu için değil, nikotine bağımlı oldukları için içmektedir. Peki sigara içenler kendilerine ve çevrelerindeki nikotin bağımlısı olmayanlara ne gibi zararlar verdiklerinin farkındalar mı? İşte bu sorunun cevaplarını 4 kategoride toplayabiliriz. Okuyun ve siz de bizim gibi “‘sigarasız bir hayatı özendirme’ misyonumuza destek verenler arasıdna olun.
 
 
1. Sigara ve pasif içicilik
 
2. Sigara içmenin tüm organlar üzerine etkisi
 
3. Sigara ve kanser arasındaki bağlantı
 
4. Sigara ve kalp krizi
 
Hürriyet, 17.12.2008

Pasif içicilik, sigara içmediği halde kişinin, tütün dumanına ve içindeki zehirli kimyasallara maruz kalmasını anlatan bir terimdir ve bu kişinin bulunduğu ortama sigara içen biri tarafından salınan sigara dumanının solunmasını tarif etmektedir. Pasif içicilerin maruz kaldığı sigara dumanına ise “çevresel tütün dumanı” denilir (1).
 
Çevresel tütün dumanı iki tür dumandan oluşur (1).
1)      Yanan bir sigaranın ucundan çıkan ve pasif içicilerin en çok maruz kaldıkları duman ve
2)      Sigara içenin nefesiyle ortaya çıkan duman
 
Sigara içenler sadece kendi sağlıklarına zarar vermezler, çevrelerindeki insanları da tehlikeye atarlar (2). Sigara dumanına maruz kalan bir pasif içici kansere yol açan 50’den fazla maddenin yanı sıra üreme ve gelişmeye karşı toksik etkili en az 6 maddeye de maruz kalmaktadır (3). Sigara dumanının yarattığı hava kirliliği dizel motorlu bir aracın yarattığı hava kirliliğinden 10 kat daha fazladır (4).
Rakamlarla pasif içicilik ve çevresel sigara dumanı
·        Türkiye’de okul çağındaki gençlerin (5)
o       Evlerinde %82’si
o       Ev dışında %86’sı sigara dumanına maruz kalmaktadır
·        Annelerin %86’sı çocukların yanında sigara içmektedir (6).
·        Türkiye’de öğretmenlerin %50’si sigara içmektedir (6).
·        700 milyona yakın çocuk sigara dumanına maruz kalmaktadır (3).
·        Sigaradan çıkan duman havayı bir arabadan 10 kat daha fazla kirletmektedir (4).
·        Pasif içicilerin kalp hastalığına bağlı ölüm oranı sigara dumanına maruz kalmayanlara oranla %30 daha fazladır (4).
·        Sigara dumanı meme kanserine yol açan 20’den fazla madde içermektedir (4).
·        Pasif içicilerin meme kanserine yakalanma riski %70 daha fazladır (4).
·        Eşi sigara içen birisinin akciğer kanserine yakalanma riski %30 daha fazladır (2).
Havalandırma veya başka odada/bölümde sigara içmek çevresel sigara dumanını engellemez (3).
Yapılan çalışmalar havalandırma veya bölümüş bir mekanda sigara içmenin, sigara içmeyenlerin sigara dumanına maruz kalmasını engellemediğini göstermektedir. Yani evde balkonda veya ayrı bir odada veya işyerinde ayrı bir bölümde sigara içmek de sigara içmeyen çocuklara veya iş arkadaşlarına zarar vermektedir. Pasif içiciliği engelleyecek tek yöntem kapalı mekanlarda sigara içilmemesidir.
 
Sigara dumanı kapalı mekanlardaki en önemli hava kirliliği nedenidir ve sigara içmeyenlerin çok sayıda zehirli maddeye maruz kalmasına neden olur. Sigara dumanına maruz kalan birisi sigara içen kişinin soluduğu tüm zehirli maddelerden etkilendiği gibi sigaranın ucundan çıkan filtresiz dumandaki daha yoğun ve keskin zehirlere de maruz kalır. Bu nedenle pasif içiciler ve özellikle çocukların akciğerleri sigara içenlerden daha fazla tehdit altındadır (2).
Pasif içicilik çocukları nasıl etkiler?
Pasif içicilik daha hamilelik döneminde kötü etkilerini göstermeye başlar. Bebek daha anne karnındayken sigaradan çıkan pek çok zehirli madde anneden çocuğa geçmektedir. Sigara dumanına maruz kalan hamilelerin bebekleri daha düşük ağırlıklı olmakta ve bu hamileliklerde düşük görülme oranı ve ani bebek ölümü sendromu riski artmaktadır (2).
Ailesi sigara içen bir çocuk neyle karşı karşıyadır?
Pasif içici çocuklar bir yılda yaklaşık 60-150 sigara içmiş kadar nikotin solumaktadır (2) ve aşağıdaki sorunlarla daha fazla karşılaşırlar (2);
·        Bronşit, zatürre ve krup gibi solunum hastalıkları
·        Şiddetli ve daha sık astım atakları
·        Allerjik reaksiyonlar
·        Orta kulak iltihabı
·        Akciğer işlevlerinde kayıp
·        Öksürük, nefes darlığı, hırıltı
·        Obezite riskinde 2 kat artış
·        Okula devamsızlık
·        İlerleyen yıllarda kardiyovasküler hastalık (7)
Pasif içicilik yetişkinleri nasıl etkiler?
Sadece 4 saat sigara içiminin serbest olduğu bir mekanda bulunan bir kişinin kanında çok yüksek oranlarda kanserojen maddeler dolaşmaya başlar. Hiç sigara içmeyen bir kişi sigara dumanına maruz kaldığı anda solunum yollarında akut bir rahatsızlık gelişir. Pasif içicilerde aşağıdaki hastalıkların daha fazla görüldüğü kanıtlanmıştır (2, 8);
Kalp ve damar hastalıkları
·        Kalp krizi ve
·        Kalp yetmezliği nedeniyle ölüm
·        Damar tıkanıklığı
·        Felç
Kanserler
·        Akciğer kanseri
·        Burunda kanser
·        Meme kanseri
·        Rahim ağzı kanseri
Solunum sistemi hastalıkları
·        KOAH
·        Astım
·        Zatürre
·        Göz ve burun irritasyonu
Gelişim anormallikleri
·        Düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski
·        Hamileliklerin düşükle sonlanması
·        Davranış ve bilişsel düzey üzerinde ters etki
 
Kaynaklar:
 
1)      National response to passive smoking in enclosed public places and workplaces A Background Paper. www.nphp.gov.au 2000  http://www.nphp.gov.au/publications/legislation/smoke_passive.pdf
2)      Fact sheet: The dangers of passive smoking. Department of Health and Ageing http://www.health.gov.au/internet/wcms/publishing.nsf/content/health-pubhlth-strateg-drugs-tobacco-resources.htm/$file/tobcfacts_passive.pdf 
3)      Repace J et al. Fact Sheet On Secondhand Smoke 2nd European Conference on Tobacco or Health  http://repace.com/SHSFactsheet.pdf
4)      Protection from exposure to second-hand tobacco smoke. Policy recommendations. ISBN 978 92 4 156341 3 (LC/NLM classification: HD 9130.6). World Health Organization 2007 http://www.who.int/tobacco/resources/publications/wntd/2007/who_protection_exposure_final_25June2007.pdf
5)      The GTSS Collaborative Group. A cross country comparison of exposure to secondhand smoke among youth. Tob. Control 2006;15;4-19
6)      Bilir et al. Smoking behaviour and attitudes (Turkey) Final report. Ankara 1997 http://archive.idrc.ca/ritc/smoking.pdf erişim tarihi 20.09.2007
7)      Second hand smoke http://tobaccofreekids.org/campaign/global/docs/3.pdf
8)      Mackay J and Eriksen M. The Tobacco Atlas, http://wholibdoc.who.int/publications/2002/9241562099.pdf
 
Sigara içmenin tüm organlar üzerine etkisi
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10590814
Hürriyet, 17.12.2008
Sigara vücüdumuzdaki hemen tüm organları etkiler, hastalıklara yol açar ve içenin genel sağlık düzeyini bozar (1).
 
Sigarayı bırakır bırakmaz sağlık faydaları görülmeye başlar ve hastalık risklerinin azalması, genel olarak daha sağlıklı bir hayata sahip olma gibi iyi etkileri uzun süre boyuca görülmeye devam eder (10).
 
Düşük nikotinli olduğu belirtilen sigaraların zararı ile diğer sigaralar arasında fark yoktur (9).
 
Sigaranın yol açtığı hastalıklardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz (2):
 
Kanserler
 
Ağız kanseri
 
Akciğer kanseri
 
Böbrek kanseri
 
Lösemi (kan kanseri)
 
Mesane kanseri
 
Nefes borusu kanseri
 
Pankreas kanseri
 
Rahim kanseri
 
Yemek borusu kanseri
Kalp damar hastalıkları
 
Abdominal aort anevrizması
 
Ateroskleroz (damar tıkanıklığı)
 
İnme
 
Kalp krizi
Solunum sistemi hastalıkları
 
Akciğer işlevlerinde kayıp
 
Bronşit
 
Akciğer kapasitesinde azalma
 
Öksürük, balgam
 
KOAH
 
Nefes darlığı,
 
Zatürre
Üreme sağlığı ve doğum hastalıkları
 
Ani bebek ölümü
 
Düşük
 
Düşük doğum ağırlıklı bebek
 
Hamilelikte kanama
 
Kısırlık
 
Plasenta yırtılması
Diğer hastalıklar
 
Diş eti hastalıkları
 
Kalça kırığı
 
Katarakt
 
Kemik erimesi
 
Mide ülseri
 
Yara iyileşmesinde gecikme
 
Sigara ve kalp hastalıkları
Sigara kalp hastalığına, inmelere ve kalp damar sistemi hastalıklarına yol açmaktadır.
Kalp damar sistemi hastalıkları (kalp kirizi, damar tıkanıklığı, inme gibi) Türkiye’de en çok ölüme neden olan hastalık grubudur (1).
 
Sigara damarlarda sertleşmeye yol açarak ve damarlarda pıhtı oluşumuna neden olarak kalp damar sisteminde tıkanıklıklara ve dolayısıyla kalp krizi veya inme gibi kalp-damar hastalıklarına yol açmaktadır. Sigara iskemik kalp hastalığı denen kalp krizi ve ilişkili hastalıkların %25’inden tek başına sorumludur (2).
 
Sigara kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltırken kalp kasının oksijen ihtiyacını azaltır.
Sigara 2004 yılında hazırlanan bir rapora göre, Türkiye’de yılda 21317 kişinin kalp hastalığı nedeniyle ölümüne neden olmuştur. Kalp hastalığına bağlı ölümleri %16’sı sigaraya bağlıdır (1).
Sigara ve solunum sistemi hastalıkları
Sigara akciğerlere zarar verir. Sigara, nefes alışımız sırasında akciğerlere giren oksijenin hücrelere geçtiği en küçük birim olan keseciklerin (alveollerin) yıkımına yol açar (2).
 
Ayrıca, bronşların kasılması ve hipertrofi adı verilen hücre boyutlarının büyümesi nedeniyle havayolu direncinin artmasına neden olur. Kişinin oksijen almak için daha fazla güç sarfetmesine ve beraberinde sık ve yüzeysel nefes almasına yol açar. Ayrıca, solunum sistemini oluşturan hücrelerin genetiği üzerinde ve yapılarında bozulmaya yol açarak kanser oluşumunu tetikler (3).
 
Bütün bu değişimler sonucunda da çeşitli şikayetler ve hastalıklar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin başında öksürük, balgam ve nefes darlığı gelir. Ortaya çıkan hastalıklar ise çok geniş bir yelpazeye yayılır. Bunlar arasında soğuk algınlığı ve grip gibi çok basit hastalıklar olduğu gibi, zatüre, astım, kronik obstrüktif akciğer hastalıkları olarak anılan kronik bronşit ve amfizem ve akciğer kanseri gibi çok ciddi hastalıklar da bulunmaktdır. Ayrıca tüberkülozun hem ortaya çıkmasına hem de çok daha karışık ve zor vakalar şeklinde kendini göstermesine neden olur (2).
 
Sigara tek başına akciğer kanseri vakalarının %90’ından kronik bronşit ve amfizem vakalarının ise %75’inden sorumludur (2).
 
Sigara ve kanser
Sigara ile nedensel ilişki kurulan ilk kanser türleri arasında akciğer ve gırtlak kanserleri bulunmaktadır (4). ABD’de akciğer kanserlerinin %85’i (5), dünya genelinde ise %90’ı sigara kökenlidir (2). Sigara içenlerin akciğer kanseri olma riski içmeyenlere göre erkeklerde 23 kat kadınlarda ise 13 kat fazladır (8).
 
Akciğer kanserinin sigara kullanımı ile ilişkisi en iyi bilinen kanser türüdür, ancak bu durum sigaranın başka kanser türlerine yol açmadığı ya da risk oluşturmadığı gibi yanılgı yaratmamalıdır. Sigara, özellikle dumana doğrudan maruz kalınan bölgeler olan ağız ve dudak ile gırtlak kanserlerinde de ciddi bir risk faktörüdür. Sigara gırtlak kanseri riskini 5 kat, tütün de ağız ve dudak kanseri riskini 4 kat artırmaktadır (6,7).
 
Vücudun hemen bütün organları, sigaradan solunumla alınan toksik (zehirli) maddelerin emilerek kan dolaşımına geçmesi sonucu kanser riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Sigaranın risk faktörü olmadığı organ kanseri neredeyse yok gibidir. Özefagus (yemek borusu), pankreas, mesane ve böbrek kanseri, kolon kanseri, serviks (rahim ağzı) kanseri, karaciğer, beyin kanseri, erkeklerde prostat kanseri, mide kanseri ve lösemi, sigaranın neden olduğu veya risk faktörü olduğu düşünülen kanser türleridir (2).
 
Sigara ve diğer organlar üzerindeki olumsuz etkileri
Sigaranın yukarıda sözü edilen büyük ve ciddi etkilerinin yanı sıra, çok fazla üzerinde durulmayan veya yaşamı ciddi şekilde etkilemediği için gözardı edilen çok sayıda olumsuz etkisi bulunmaktadır.
 
Sigara;
saçlarda kötü koku ve renk değişikliğine,
beyinde ve psikolojik olarak bağımlılık, inme, beyin kimyasında değişiklik, anksiyeteye,
gözlerde katarakt ve maküler dejenerasyona bağlı körlüğe,
burunda koku alma duyusunda kaybına,
deride kırışıklıklar ve erken yaşlanmaya,
dişlerde lekelenme, plak oluşumu, diş eti hastalıklarına,
ellerde tar nedeniyle renk değişikliği, kan dolaşımının bozulmasına bağlı damar hastalıklarına,
ağız ve boğazda tat alma duyusunda kayıp, boğaz ağrısı, nefeste kötü kokusuna,
kalpte damarların zayıflaması ve tıkanıklığına,
akciğerlerde tıkanmayla ilerleyen ve öksürük, balgam, nefes darlığı,ile seyreden KOAH hastalığına
batında mide ve oniki parmak barsağında ülser, aort damarının batın kısmında anevrizmaya (yırtık),
kemiklerde osteoporoz (kemik erimesi), kalça ve omurga kırıklarına,
erkek üreme sisteminde sperm sayısında, hareketliliğinde ve şeklinde bozulma, kısırlık, impotansa (ereksiyon bozukluğu),
kadın üreme sisteminde ağrılı menstrüasyon, erken menopoz, kısırlık, gebe kalmada zorluğa,
savunma siteminde zayıflamaya,
ayaklarda ve bacaklarda dolaşım sisteminin bozulmasına bağlı damar hastalıkları, kangren, bacak ağrısı, Buerger hastalığına,
kan kanserine,
ameliyat sonrasında toparlanmanın ve yaralarda iyileşmenin gecikmesine neden olur (2).
 
Kaynaklar:
 
1)      Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkililik Projesi Hastalık Yükü Final Rapor. T.C. Sağlık Bakanlığı Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı Hıfzıshha Mektebi Müdürlüğü. Aralık 2004
2)      Tobacco Atlas. Dünya Sağlık Örgütü Yayınları 2003. Sayfa 33. http://whqlibdoc.who.int/publications/2002/9241562099.pdf
3)      http://www.emedicine.com/med/topic373.htm
4)      Surgeon General 2004 Raporu
5)      http://www.lungcanceralliance.org/facing/risks.html
6)      http://www.cancerhelp.org.uk/help/default.asp?page=5592
7)      http://www.emedicine.com/derm/TOPIC652.HTM
8)      http://quitsmoking.about.com/od/tobaccostatistics/a/concerstats.htm (24.12.2007)
9)      National Cancer Institute Factsheet – The Truth About “Light” Cigarettes:Questions and Answers
10) http://old.ash.org.uk/html/factsheets/html/fact11.html (04.11.2008)
 
Sigara ve kanser arasındaki bağlantı
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10590856
Hürriyet, 17.12.2008
Kanser ölümleri, bütün ölümler içinde ikinci en sık, sigara ile ilişkili hastalıklara bağlı ölümler içinde ise birinci ölüm nedenidir. Kanser riski içilen miktar ve süre ile doğrudan ilişkilidir ve bırakıldıktan sonra düşmeye başlar (1).
 
Sigara ile nedensel ilişkisi kurulan ilk kanser türü akciğer kanseridir. Akciğer kanserinin sigara dışında asbest, radon, çevresel etkenler, genetik etkenler ve pasif içicilik gibi daha birçok nedeni bulunmasına rağmen, sigara akciğer kanseri gelişimi için en önemli nedendir (1,3).
 
2007 yılı içinde, akciğer kanseri tüm kanser tanılarının %15’ini, tüm kanser ölümlerinin ise %29’unu oluşturacaktır. Erkeklerde prostat kanserinden sonra, kadınlarda ise meme kanserinden sonra ikinci en sık tanı konan kanser türü olmasına rağmen, akciğer kanseri her iki cinsiyet içinde de bir numaralı ölüm nedenidir (3).
 
ABD’de akciğer kanserlerinin %85’i sigara ile ilişkilidir. Sigara içenlerin hiç içmeyenlere göre akciğer kanseri riski kat kat artmaktadır. Halen sigara içmekte olan erkeklerin hiç içmeyenlere göre akciğer kanserinden ölme riski 23 kat, daha önce içmiş ama şu an içmeyen erkeklerin hiç içmeyenlere göre akciğer kanserinden ölme riski ise 9 kat daha fazladır. Kadınlarda ise sayılar biraz daha düşük olmasına rağmen yine de çok yüksek oranlardadır: halen sigara içen kadınların hiç içmeyen kadınlara göre akciğer kanserinden ölme riski 13 kat, daha önce içmiş ama şu an içmeyen kadınların hiç içmeyen kadınlara göre akciğer kanserinden ölme riski 5 kat daha fazladır (4).
 
Şimdiye kadar yapılmış olan çalışmaların genel bir değerlendirmesi şu sonuçları önümüze koymuştur: sigara akciğerdeki hücrelerde genetik değişikliklere ve buna bağlı olarak akciğer kanserine neden olmaktadır (3). Sigara ile akciğer kanseri arasında nedensel bir ilişki vardır ve içilen miktar ve süre ile bağlantılı olarak akciğer görülme riski kat kat artmaktadır, sigara içmeyi bıraktıktan yıllar sonra bile akciğer kanseri riski hiç içmeyenlere göre daha yüksek olmaktadır (2).
 
Sigara yalnızca akciğer kanserine neden olmamaktadır. Diğer birçok kanser türünün nedenleri arasında yine sigara en önemli etken olarak yerini almaktadır. Bu kanser türlerinden biri de sigara dumanına doğrudan maruz kalmaya bağlı ortaya çıkan larenks (gırtlak) kanseridir. Çalışmalar sigara ile gırtlak kanseri arasında nedensel ilişki kuracak yeterli kanıt sunmaktadır (1,2). Tahmin edileceği üzere, özellikle alkol ve sigara tüketimine bağlı olarak bu kanser türü erkeklerde çok daha sık görülmektedir (1).
 
Aşırı alkol kullanan kişilerde gırtlak kanseri riski normal insanlara göre 3 kat daha fazla görülmektedir. Alkolün yanı sıra sigara içildiği durumda bu risk çok daha fazla artmaktadır (6). Günde 25 sigaradan fazla, 40 yıl sigara içenlerde gırtlak kanseri gelişme riskinin, sigara içmeyenlere kıyasla 40 kat fazla olduğu gösterilmiştir (6).
 
Ağız kanseri nedenleri arasında sigara ve alkol kullanımı, kötü ağız hijyeni, kronik irritanlara maruziyet, mantar enfeksiyonları ve bazı virüsler sayılabilir (7). Beklenen bir sonuç olarak, içilen sigaranın türü ve miktarı ile buna eşlik eden alkol kullanımı durumunda bu kanser türünün görülme sıklığı artmaktadır (2).
 
Sigara içenlerde ağız boşluğu ve dudak kanserleri görülme sıklığı hiç sigara içmemiş kişilere göre erkeklerde 10 kat, kadınlarda 5 kat daha fazladır (2).
 
Sigaranın özefagus kanseri ile ilişkisi de sıklıkla araştırılmış ve bu konuda yine birbirine yakın sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan bir çalışma, sigara tüketiminin özefagus kanseri riskini 2.4 kat artırdığını ve eğer alkol kullanımı da varsa bu riskin 7 kata kadar çıktığını göstermiştir (9). Bunun yanı sıra, diğer bir çalışma da sigara ile özefagus kanseri arasında ilişki kurulmasına yetecek kadar kanıt bulunduğu sonucuna ulaşmıştır (2).
 
Üzerinde durulması gereken bir diğer kanser türü ise, 2003 yılında yaklaşık 30 700 kişinin yakalandığı ve bunların 30 000’inin öldüğü pankreas kanseridir. Yine bu kanser türünün de sigara ile ilişkili olduğunu gösteren yeterli derecede kanıt bulunmaktadır (2). Dünya Sağlık Örgütü de, sigaranın pankreas kanserlerinin %30’undan sorumlu olduğunu bildirmektedir (8).
 
Sigaranın neden olduğu vahim tablolardan bir diğeri de mesane ve böbrek kanserleridir. Dünya Sağlık Örgütü, sigaranın mesane ve böbrek kanserlerinin %40 ile 70’inin nedeni olduğunu ve sigara içenlerde bu kanser türünün görülme sıklığının içmeyenlere göre 2-3 kat daha fazla olduğunu bildirmektedir (8). Surgeon General 2004 Raporunda da sigaranın bu kanser türleri için büyük risk faktörü olduğu, aralarında nedensel bir ilişki olduğu ve içilen miktar ile birlikte bu riskin arttığı belirtilmektedir (2).
 
Sigaranın kolon (kalın barsak) kanseriyle de nedensel bir ilişkisinin olduğu belirtilmektedir. Yine Dünya Sağlık Örgütü, özellikle solunan veya yutulan sigara dumanının kalın barsaklara ulaşmasına bağlı olarak, barsak kanseri riskini artırdığını ve sigara içmenin barsak kanserine yakalanma riskini iki kat artırdığını bildirmektedir. Özellikle içilen miktar ve sürenin bunda etkili olduğu da rapora eklenmektedir (8).
 
Kadınlar için baş ağrıtıcı bir diğer kanser türü olan serviks (rahim ağzı) kanseri ise biraz daha farklı bir konumda yer almıştır. Daha önceleri özellikle bir virüs olan HPV ile ilişkisinden dolayı sigaranın biraz geri planda bırakıldığı bu kanser türünde, sigaranın önemi son dönemlerde ortaya konmuştur. Yapılmış olan çalışmaları genel bir değerlendirmeye tutan bir rapor, sigara ile serviks kanseri arasında nedensel bir ilişki bulunduğunun gösterildiğini bildirmiştir (2). 
 
Kaynaklar:
 
1)      http://quitsmoking.about.com/od/tobaccostatistics/a/cancerstats.htm
2)      Surgeon General 2004 Raporu
3)      http://www.lungcancer.org/reading/about.php
4)      http://www.lungcanceralliance.org/facing/risks.html
5)      Silvano Gallus, Cristina Bosetti, Silvia Franceschi, Fabio Levi, Eva Negri, and Carlo La Vecchia. Laryngeal Cancer in Women: Tobacco, Alcohol, Nutritional, and Hormonal Factors. Cancer Epidemiology, Biomarkers & PreventionVol. 12, 514–517, June 2003.
6)      http://www.cancerhelp.org.uk/help/default.asp?page=5592
7)      http://www.emedicine.com/derm/TOPIC652.HTM
8)      http://www.who.int/tobacco/research/cancer/en/index.html
9)      http://www.cancer.gov/cancertopics/pdq/prevention/esophageal/healthprofessional
10)  http://www.nlm.nih.gov/medlineplus/breastcancer.html
 
Sigara ve kalp krizi
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10590872
Hürriyet, 17.12.2008

Sigaranın belki de en iyi bilinen etkilerinden biri de kalp sağlığı üzerine yaptığı olumsuz etkilerdir.
 
Epidemiyolojik çalışmalar sonucunda, sigara ile kalp-damar hastalıkları arasındaki ilişki ilk olarak ortaya konduğu dönemde, altta yatan biyolojik mekanizmalar hakkında pek fazla bir şey söylenemiyordu. Oysa artık hem moleküler düzeyde yapılan çalışmalar, hem hayvan deneyleri, hem de klinik çalışmalar sonucunda bu konuda doyurucu bilgilere sahip olunduğu söylenebilir.
 
Koroner damar hastalıkları, felç ve çevresel damar hastalıklarını içeren kalp-damar hastalıklarının altında yatan ana patofizyolojik sürecin atreoskleroz olduğu anlaşılmıştır. Bu sürece yol açan ana etkenlerden biri ise damarların iç yüzeyini oluşturan hücre tabakası olan endotel hücrelerinin yapısında bozukluk görülmesidir. Bu endotel hücrelerindeki bozukluk ve yıkım, dolaşımda bulunan monosit ve T hücresi gibi savunma hücrelerinin endotel hücrelerine daha fazla yapışmasına ve sonrasında damar çeperinin daha iç kısımlarına ilerlemesine yol açar. Bu hücreler, kötü kolesterol olarak bilinen LDL-kolesterol ile birleşerek “köpük hücre” denen hücreleri oluşturur ve damarların iç tabakalarında birikir. Bu yapıya “aterom plağı” denir. İşte bu olay “aterogenez” denen, atreosklerozis oluşum sürecinin başlangıcıdır. Ve işte sigara bütün bu sürecin başlangıç noktası olan endotel hücrelerinin yıkımını başlatan ana etkenlerden biridir.
 
Cerrahi olarak çıkarılmış olan plakların patolojik incelemeleri sonucunda, sigara içenlerde bu plakların trombotik olaylarla çok daha fazla komplike hale geldiği görülmüştür. Yani sigara içenlerde, bu plak oluşumuna bağlı damar tıkanıklığı olaylarının daha sık görüldüğü fark edilmiştir.
 
Bunun yanı sıra, sigara trombositler, trombositlerin damar duvarına yapışması ve birikimi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Bu durum, sigaranın pıhtılaşma ve pıhtıların erime sistemi arasındaki düzenli dengeyi bozmakta ve kritik bir süreci başlatmaktadır. Ve eldeki veriler, sigaranın, atreorosklerozun ortaya çıkış sürecindeki bu tromboz-oluşumu-öncesindeki etkilerinin çok önemli olduğunu ve büyük olasılıkla sigara ile ani kardiyak ölümler arasındaki en önemli etken olduğunu düşündürmektedir. Çünkü sigara bir taraftan bu tromboz öncesi sürece etki etmekte hem de pıhtılaşma-pıhtı tıkımı sistemini bozmakta ve sonuçta damar duvarında plak oluşumuna neden olmaktadır.
 
Sigaranın damar hastalıklarına yol açan mekanizmaları bunlarla bitmemektedir. Sigara tütünündeki katkı maddeleri, vücutta inflamasyon (iltihaplanma) denen bir süreci başlatır. Bu süreçte, vücudun savunma sistemini oluşturan lökositler ve lenfositler, o bölgede birikir. Hücrelerden CRP, interlökin gibi çok çeşitli sinyaller, salgılar ve ajanlar salgılanır. Ve o bölgede hemen yerel bir savaş başlar. Bu süreç, kalp damarlarının duvarında gerçekleştiği durumda, damardaki tromboz oluşumunun ve tıkanıklığın artmasına neden olur.
 
Sigara diğer bir yandan, henüz altta yatan mekanizması tam olarak anlaşılamamış olsa bile, yağ metabolizmasını da ciddi şekilde etkilemekte ve kötü kolesterol denen LDL-kolesterolün metabolizmasını bozmaktadır. Buna bağlı olarak, yüksek kolesterol kan dolaşımındayken, yapısı bozulmuş olan damar duvarına yapışmakta ve plak oluşumuna hız vermektedir.
 
Ayrıca, sigara katekolamin denen epinefrin ve norepinefrin gibi maddelerin salınımını artırmaktadır. Bu maddeler kalbin daha fazla çarpmasına neden olmakta ve dolayısıyla kalbin oksijen ihtiyacını artırmaktadır. Ama, sigara dumanı oksijenden ziyade karbonmonoksit gibi zararlı bileşikler de salmaktadır. Dolayısıyla hem oksijen ihtiyacını artırmakta, yetmezmiş gibi alınan oksijen miktarını da azaltmaktadır. Kalp bu oksijen ihtiyacını karşılayabilecek kadar güçlü, zinde değilse, bu durumda ortaya ritim bozukluğu ve hatta kalp krizi gibi ölümcül olabilecek durumlar ortaya çıkmaktadır.
 
Sigaranın bütün bu yıkıcı etkileri, yani dolaşımda plaklar oluşturması ve oksijen ihtiyacını artırması, bir araya getirilince, net olarak şu durum ortaya çıkmaktadır: kalbin oksijen ihtiyacı artmakta ama dokular damar duvarları harap olduğu için yeterli oksijen miktarını alamayacak durumda bulunmaktadır. Bu durumda, miyokard denen kalp kaslarının düzgün çalışmaması ve kalp krizi, anjina veya ani ölüm demektir.
 
Sonuç olarak, sigara ile ateroskleroz oluşumu ve koroner kalp hastalığı arasındaki ilişkiyi, altta yatan mekanizmaların büyük çoğunluğu da dâhil olmak üzere, gün ışığına çıkaran çok sayıda veri bulunmaktadır. Bize düşen ise bu verilere kulak vermemizdir.
 
Kaynaklar:
Surgeon General 2004 Raporu