Bu sigara yasağı da nereden çıktı?

Bu sigara yasağı da nereden çıktı?, Haber 7, 26.07.2009,

 


http://www.haber7.com/haber/20090726/Bu-sigara-yasagi-da-nereden-cikti.php
Haber7, 26.07.2009, M. Cebrail ALTINDAĞ, yazarimizamektup@gmail.com
 
AMERİKA’DAN ÖNEMLİ BİR GRUPLA TAKSİM’DEYİZ
2006 yazı… İstanbul Taksim’de güzel, şık bir restorantdayız. 
Yer yer Türk motifleri ile süslü post modern bir giriş. Üstte bizim için ayrılan yer daha bir otantik. Klimalar, yayla havası estiriyor. Yer sofrası hazırlanmış, istah açıcı mezeler göz kamaştırıyor... Sanki iştahımız yok! Rahat, hoş bir mekan. Bizim ekipte bir acelecilik seziliyor. Vuslatına ermek isteyen birer maşuk sanki herbirisi. Sebebi ise gayet açık; herkes çok aç ve de türk yemeklerini yeniden tatmak için heyecanlı.
Amerika’nın kendi çapında birkaç ileri geleni ile bir söyleşi sonrası, haydi bu yaz sizinle Türkiye’ye gidelim dememle başlayan ve beş altı ay sonra İstanbul’da devam eden maceramızdan bahsediyorum.
Anadolu insanının sıcak kanlılığı, bizleri evlerine davet edenlerin inanılmaz misafirperverliği, insanımızın mutevaziliği ve içtenliği ile birleşince, bu soğuk fıtratlı batılı dostların her biri; birer Türk ve Türkiye sevdalısı olup çıktılar.
 
DUMANA BOĞULDUĞUMUZ O AN
Daha gezinin başında olmamıza rağmen, herkes burada olmaktan çok mutluydu. Ben de bu oluşan tablodan gayet memnundum. Ta ki Taksim’de ki o ana kadar.
Hiç unutamayacağım bir mahcubiyet macerasından bahsedeceğim size.
Gerçi, misafirlerim çok farketmedi, yani onları rahatsız eden çok büyük bir durum ortada yoktu ama ben nedense ülkem adına çok ama çok üzülmüştüm.
 Neyse, hikayemize dönelim…
Yan masaya bizden hemen sonra büyük bir grup geldi. İstisnasız hepsi koro halinde tüttürmeye başladı iştahla ve özenle yaktıkları cigaralarını. Belki istenmeden de olsa yüzümüze uflenen bu dumandan ve kokusundan tüm misafirlerim rahatsız olmuştu. 
Şefi hemen çağırdım, aman beyfendi ben size ne dedim, sigarasız bölümü ayırın diye tembih etmedim mi?
Beyfendi sizin bölüm sigarasız bölüm.
E bu bulut bulut duman nicedir?
Sigaralı bölümden geliyor ama merak etmeyin aranızda iki üç metre var, buraya kadar pek gelmez. Tabi bunu hayatında sigara içmeyen insanlara bir sorun: Sigara içmemiş ama öyle bir ortamdan gelmiş birisinin üstüne sinen o kesif kokuyu bile daha on metreden hissede bilirler.
 
 TAM SİGARASIZ BİR YER LÜTFEN!
 Yetkililere, bu traji komik durumu anlamadığımı söylesem de, maalesef Türkiye’nin heryerinde durum bu şekilde diye özetlendi. Ve 3 katlı koca restorantta “tam sigarasız bir yer” bize ayarlanamadı. Biz de misafirlerimle birlikte o mekandan maalesef kalkmak ve başka bir yer bulmak için yollara düşmek zorunda kaldık.
 Grubumun arasında bulunan Hollywood film yapımcısı olan dostum, Amerika’da siz Türkleri tanıdım, hiç sigara içeninizi görmedim. Burada ise gördüğüm hemen herkesin agzında sigara, yahut dumanı. Siz mi Türk değilsiniz, yoksa Türkiye’de bunu içmek ayrıcalık ya da moda da, ondan mı herkes bu durumda, diye sormuştu.
Aslında Türkiye’de de sigara kullanmayan milyonlarcası var, ama içenler özgürce bu ürünü heryerde tüketebildikleri için göz önünde bulunuyorlar diyebilmiştim. Ama her nedense, milletimiz adına kendimi bir hayli mahcup hissetmiştim.
 
19.07.2009
Yıl 2009… 19 Temmuz: Hem Dünya Fenerbahçeliler günü, (bu vesile ile tüm Fenerbahçe’li dostların gününü kutluyor, nice başarılara imza atmalarını temenni ediyorum) hem benim hayatımın en güzel, en özel anlarından birine imza attığım gün, hem de dumansız hava sahası uygulamasının tüm vatanımız sathı mahalinde uygulanmaya başlandığı gün!
Ne mutlu ki, -geç te olsa- biz de “sigarayı her yerde futursuzca ve sorumsuzca içemezsin kardeşim” kanununu, tüm yurt sathında uyguluyoruz. Ne yalan söyleyeyim, o kadar mutluyum ki!!!
 
TEŞEKKÜR EDİYORUM
Emeği geçen herkesi; başta hükümetimizi, sağcısı - solcusu, bağımlısı – bağımsızı ile destek veren tüm belediyeleri, ayrıca diğer kurumlarımızı ve yetkililerini, kısacası emeği geçen herkesi tebrik ediyor, yurt dışında yaşayan bir T.C. vatandaşı olarak ayakta alkışlıyorum: Sağ olun- var olun!
 Siz bugün fevaran edenlere, felaket tellallarına bakmayınız. Hatırlayacaksınız; daha dün de uçaklarda otobüslerde sinemalarda bu yasak olmaz deyip, burası Türkiye burada işlemez diyerek olayı sulandırmaya çalışıp, ama üç gün sonra unutanlar ve kuralları kuzu kuzu uygulayanlar gibi, faydası saymakla bitmeyecek bu yasaya da alışılacaktır. 
Üstad Çetin Altan’ın dedigi gibi, enseyi karartmayalım, dik duralım, güneşli günler yakındır evelallah…
Tabiki mevzunun diğer kısmını görmeden geçmek te haksızlık olur. Şöyle ki; şüphesiz sigara içenler de, bir şekilde bu illete müptala olanlar da eşimizdir – dostumuzdur. Bu vesile ile onlara hiç kimse vatan hainidir, lanetlidir, cehennemliktir filan diyemez - dememeli. Ama biliniz ki sayın tiryaki kardeşlerim; size emanet edilen bu vucudu, bu kadar rahatlıkla heba edemezsiniz - etmemelisiniz. Buna ne kul razı olur ne Mevla, ne de sevdikleriniz… Dolayısı ile fırsat bu fırsattır, gelin bu zehiri kullanmayı bırakalım.
Daha dün akşam konuştuğum Kamil babam, arkadaş ikramı ve ısrarı ile 12 yaşında başlayıp, tam 39 sene bu alışkanlığı devam ettirdiğini ve bu illet beni heder etmeden ben onu bırakacağım diyerek irade gösterdiğini, hem paramı hem bedenimi israf ettiğim için, haram işlediğimi düşünüyor ve bu mereti bırakıyorum dediğini anlattı. Sigarasız geçen 7 yılın, yeniden doğmuş gibi zinde sağlıklı ve huzurlu geçtiğini aktardı. Durup durup, nasıl olmuş ta bunca yıl bu illeti içmişim dediğine sahit oldum. Siz de buna benzer sayısız örneklere şehadet etmişsinizdir.
Öyleyse gelin sevgili dostlar; fırsat varken, yol yakınken bu maddi - manevi ziyandan dur olalım…
 
NERDEN ÇIKTI BU YASAK?!
Sigara yasağı denen olayı daha yakından öğrenmek için kısa geçmişine, Türkiye’de tartışılan yönlerine de ışık tutması temennisi ile bir göz atalım: 
Sigara içme sınırlandırılmasının mazisi, 1970’lerin başına dayanır. Ama somut olarak dünyada ilk kez ABD'nin California Eyaletindeki; San Francisco ile Los Angeles şehirleri   arasında kalan, benim de çok beğendiğim küçük şirin bir yer olan San Luis Obispo kentinde, 1990'da uygulanmaya başladı. Yasa, barları ve restorantları ve tüm kamu binalarını içeriyordu. Sonra California Eyalet yönetimi, 1994’te iş yerlerinde, 1998’de tüm kapalı alanlarda sigara kullanım yasağı getirdi. Böylelikle, yasağı ilk uygulamaya koyan ve en etkin şekilde uygulayan eyalet olma unvanını, nice “ilk”lere imza atması ile meşhur California Eyaleti aldı.
Amerika’nın 50 eyaletinin hemen hepsi, bugün sigara yasağını tam anlamıyla uyguluyor. Avrupa’da ise, bu yasağı 2004 Mayıs ayında en genis ve en etkin bir şekilde uygulamaya başlayan -dünya genelinde de, ülke çapında ilk uygulayan devlettir- İrlanda oldu. Fransa ise, 2008 başı itibariyle, tüm direnişlere rağmen yasağı uygulamaya koyan son Avrupa ülkesi oldu. Asya kıtasında, Japonya başta olmak üzere bir çok ülkede bu yasak kısmen de olsa uygulanıyor. Hatta Himalaya daglarındaki Bhutan ülkesi sigaranın alım ve satımını bile yasaklayan bir ülke olması hasebiyle türünün ilk ve tek örneği. Umarız bu örnek tüm ülkelere sirayet eder de parasını el alan, havasını yel alan, sadece kendini değil etrafındakilere de zehir sunan bu alışkanlık tarih olur, gider.
 
YA EKONOMİ, ONUN HALİ NE OLACAK?
 Bu ve benzeri toplumsal olaylar bir sureç içinde çözüme kavuşur; hep zamana ihtiyaç vardır.
Mesela; bizdeki kahvehane sahipleri gibi, Amerika’da ve Avrupa’da da bar, eğlence yeri sahipleri ve sigara sanayicileri bu olaya direndi, tepki gösterdi. 
Ekonomi taban yapacak, barlar, ve benzeri işletmeler ölecek, kimse buralara gelmeyecek diye kimi zaman ajitasyon yaparak, kimi zaman üstü kapalı tehdit ederek, kimi zaman da taraftar toplayarak, hükümetlere geri adım attırmak istediler. Ama durum tersi oldu, yasa tüm ülkelerde başarı ile uygulandı. Hatta dumansız eğlence yerlerine, kahve dükkanlarına gidemeyen halk ta buralara rağbet edince, durum beklenenin tersine esnaf için karlı oldu. Hele bir de insanların sağlığındaki düzelmeyi düşünün. Bireyin ve devletin sağlıkla ilgili harcamasındaki büyük azalma ise işin cabası! 
Tabi şimdilerde; İrlanda’lılar bu kanunu ilk uygulayan ülke olmanın haklı gururunu yaşıyorlar. Ayrıca yukarıda belirttiğim gibi; ekonomileri de, eğlence yerleri de, barları da batmadı. Resmi veriler bu yasanın olumlu sonuçlarını bütün çıplaklığı ile tüm dünyada gösteriyor.
İrlanda’nın başkenti Dublin’de yaşayan bir yakınımın dediğine göre, bizim kahvehaneler gibi yaygın olan barlar, tabiri diğer publar, insanlarla dolu imiş. Sigara içmek isteyen 3-5 dakikalığına dışarı çıkıyor, sigarasını içiyor ve geri geliyormuş. Yani olay iyice kanıksanmış.
 
ABD’ DE SON DURUM 
Amerika’da ki son durum da aynen İrlanda örneğindeki gibi. California Eyaletinden sonra bir çok yeniliğin denendiği Ohio Eyaletinde de tüm kapalı alanlarda sigara içmek yasak. Hatta üniversitelerlerde, hastanelerde ve bazı mekanların 50 metre yakınında bile sigara içmenize müsade edilmiyor. Starbucks, Tim Horton’s gibi her şehirdeki binlerce Café’de, milyonlarca insan kahvesini, ter temiz havası olan bu ortamlarda içiyor. Sohbetini yapıyor, kitabını okuyor, ödevini - projesini hazırlıyor, internetine giriyor…
Peki 51. eyalet diye de anılan ve ikamet ettiğim şehre çok yakın olan Kanada’da son durum nasıl?
Aynen Amerika’daki gibi… Eyaletler arasında uygulamada değişiklikler göze çarpsa da genel itibari ile, iş yerlerinde, restorantlarda ve eğlence mekanlarında ve tabiki kamu binalarında sigara içmek ülkenin heryerinde yasak. Ayrıca, Kanada hükümeti, sigara odalarına bile izin vermiyor. Herkes binaların dışına çıkıp, ihtiyacını(!) görüp işine gücüne devam ediyor.
Kimbilir çok yakın gelecekte, ülkemizde de kahvehanelerimiz eski - asli vazifesini görür hale gelir. 
Düşünsenize: daha bir kaç sene öncesinde ekranlarda olan Ekmek Teknesi adlı dizideki Herodot Cevdet rolündeki Hasan Kaçmaz bey efendi misali binlerce yaşlı ve bilge amcamız konuşuyor; mis gibi kahve ve çay kokusu etrafı sarmış, her köşede içi çeşit çeşit kitaplarla dolu kitaplıklar… 
Allah aşkına söyleyin, bizim dünyalar güzeli insanımıza da bu yakışmaz mı..