Dumansız hava sahası

Dumansız hava sahasıSabah, 24.05.2008,

http://arsiv.sabah.com.tr/2008/05/24/ct/haber,07976ECB4E654109A582FA0B93AF56C1.html

Sabah, 24.05.2008, Prof. Dr. Bengi SEMERCİ

Beş gündür kamuya açık alanların bir kısmında sigara içilmiyor. Bir yıl sonra sigara içilmeyen alanların kapsamı genişleyecek. Yapılan araştırmalar, içen ya da içmeyen birçok kişinin bu durumu desteklediğini gösteriyor. Ama şiddetle karşı çıkanlar da var. Birileri de bu yasağın uygulanamayacağını söylüyor. Çok uzun süredir iş nedeniyle çeşitli ülkelere seyahat ediyorum. Amerika malum. Önceleri sigara içilen bölümler vardı, şimdi yok. Avrupa aynı durumda. Sigaranın çok içildiği İspanya ve İtalya'da da artık kapalı alanlarda içilmiyor. Bu kısıtlamanın başladığı her ülkede benzer tepkiler olmuş. En çok Bu asla uygulanamaz, denilmiş. Şimdi hepsinde uygulanılıyor. Ve hemen herkes uyum sağlamış durumda. Sigara içen yok mu? Tabii ki var. Ama sayı çok azalmış. Özellikle de küçük yaşlarda sigara içilmesinde büyük düşüş var. Çocuklara ve gençlere örnek olmak, onlara dumansız hava sahası sağlamak için değmez mi? Bence değer. Ben bir sigara içicisiyim. Zorlanacağımı, zaman zaman sıkılacağımı biliyorum. Ama buna rağmen diğer insanlar için, özellikle de çocuk ve gençler için değer diyorum. Nikotin bağımlılığı, dünyanın önlenebilir bir numaralı ölüm sebebi olarak insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi toplum sağlığı sorunları içerisinde başı çekmektedir. En çok sigara kullanımı olarak karşımıza çıkan bu yıkıcı bağımlılık, insanlığı kitlesel olarak ilgilendiren bir sorundur. Diğer madde bağımlılıkları gibi kısa dönemde yıkıcı sorunlara yol açmaması, kullanımı sırasında kişinin psikiyatrik, sosyal ve mesleki işlevlerini etkilememesi ve çok yaygın kullanımı nedeniyle yeteri kadar ciddiyetle mücadele edilmeyen, sinsi bir sorundur. Üstelik pasif içicilik olarak tabir edilen, sigara içilen ortamlarda bulunmanın da ciddi riskler taşıdığı, bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçektir.

BIRAKMA YÖNTEMLERİ
Bilimsel olduğu iddia edilen yöntemler, bilimsellikle hiç alakası olmayan yöntemler, başardığını düşünenlerin herkese uyacağını düşündüğü kendi yöntemleri... Peki gerçek olan nedir? Psiko-eğitimsel tıbbi yöntemler, en sağlıklı bırakma yöntemleridir. Sigara kullanımı kitleleri, milyonları ilgilendiren bir toplum sağlığı meselesi olduğundan kar amaçlı birçok yöntem, yardım amaçlı sunulmaktadır. Bunların birçoğunun bilimsel, gösterilebilir bir etkinliği yoktur. Bağımlılık ciddi, sistematik olarak ele alınması gereken tıbbi bir tablodur ve yardım almanın adresi psikiyatri hekimleridir. Ancak konu çok ağır sonuçlar doğurduğundan, psikiyatristlerin tek başlarına yeterli olamayacağı düşünülerek, bu konu birinci basamak sağlık hizmetlerinde, eczanelerde, göğüs hastalıkları uzmanı doktorların çalışma alanında ele alınmaktadır. Sigara içimiyle nikotin saniyeler içinde beyine ulaşır. Nikotin, insan zihninde uyarıcı, dikkati artırıcı bir etkiye sahiptir ve nöronların çalışma mekanizması üzerinde etkilidir. Düzenli kullanımla insan beyni nikotine temel işlevlerini yerine getirmek için gereksinim duymaya başlar ve bağımlılık gelişir. Sigara bırakmayla gelişen ve 'yoksunluk sendromu' olarak tarif ettiğimiz tıbbi tablo, buna bağlı olarak gelişir ve ortalama 15-20 gün içinde gerileyerek geçer. Bağımlılık kavramında iki temel esas, yoksunluk ve tolerans, sigara ve diğer nikotin ürünlerinde görülür. Ayrıca maddenin zihinde tasarlanandan daha fazla kullanılması, inatçı ve sürekli bir arzu ve başarısız kesme girişimleri, maddeyi temin etmek ve kullanmak için çok zaman harcanması, madde uğruna önemli faaliyetlerden vazgeçme, taviz verme, madde kullanımının zararlarının açık olmasına karşın kullanmaya devam etme, sigara kullanımında görülen ve psikiyatride bağımlılık hastalığına uyan ölçütlerdir. Bilimsel bırakma yöntemlerine yer kalmadı. İstek gelirse bir dahaki yazıda devam ederiz. 'Dumansız hava sahası' kampanyası bahanesiyle sigara bağımlılığına birlikte bir göz atalım istedim. Kim bilir belki hep beraber bu bağımlılıktan kurtulabiliriz