Yak Bir Cigara..

Yak Bir Cigara..Çağdaş Kırşehir, 27.05.2009,

http://www.cagdaskirsehir.com/yazar.asp?id=513&sf=default
Çağdaş Kırşehir, 27.05.2009, Mehdi DAYI
 
Sadece bize has, bize özel alışkanlıklarımız vardır. İsmini bile koyamadığımız, dünyada tek örnekleri ülkemizde olan yasakların bile engelleyemediği takıntılarımız, tutkularımız vardır.

Yere tükürmekten vazgeçemeyiz.
Parklarda sere serpe çayıra uzanmaktan, çiçek koparmaktan vazgeçemeyiz.
Caddeye izmarit ve ayçiçeği kabuğu atmaktan vazgeçemeyiz.
Gece yarısı otomobilde bangır bangır müzik dinlemekten, korna çalmaktan vazgeçemeyiz.
Tuttuğumuz parti uğruna arkadaşlarımızla tartışmaktan, hatta kavgadan bile vazgeçemeyiz.
Umumi tuvalet kapılarına atasözlerine taş çıkartan abuk sabuk sözleri yazmaktan vazgeçemeyiz.
Bankları kazıyarak sevdiğimizin ismini, hatta telefon numaramızı yazmaktan vazgeçemeyiz.
Daha onlarcası var... Tüm bunlar bizlere özgü, bizim tekelimizde olan ayıplar zinciridir. Yasaklar, yasalar çözüm olur mu? Hayır olmaz. Herkesin başına bir denetçi koyamazsın. Düşünsenize lavaboda bir denetçi tepende yazı yazıyor mu diye kontrol ediyor. Her bankta, her çiçeğin başında bir bekçi. Olacak iş değil. Önce terbiye sonra kültür meselesi. O zaman bize çok uzun yıllar gerekli.

Hele bunların dışında çok çok özel bir zevkimiz var ki. Değil yasaklar, alaydaki tüm askerler kafamıza silah dayasa o alışkanlığımızı yine bırakamayız, vazgeçemeyiz.
SİGARA...
Yolda, işte, kahvede, dağda, bayırda karşılaşan iki tanıdık ellerini o kadar hızlı cebine sokup sigarasını çıkarır ki, vahşi batıdaki kovboylar bile silahını bu kadar hızlı çekemez.
- Bir sigara yak.
- Olmaz ya buradan yak.
- Yok… Yok Allah aşkına sen buradan yak.

Her ikisi de bilmez ki 40 çeşit ölümcül zehri en yakın dostuna ikram ediyor. Bilmez ki her nefeste dostunun 7 saniyesi ömründen gidiyor.
Öyle enteresan ki o zehir arkadaşına ikram etmese kırılır, küser, sitem eder.
- Bir acı sigara bile ikram etmedi, görgüsüz. Benden yaktığın sigaralar gözüne dizine dursun.
Yediden yetmişe zararlarını en ince detayına kadar biliriz. Elimizde sigara ile içme diye etrafımızdakine nasihatler ederiz. En kolayı da bu galiba.
Tiryakiler bilir. Bu meretten kurtulmak da o kadar kolay değildir. Öyle söylenildiği gibi bu illeti bir çırpıda kaldırıp atamazsın. Çeşitli yöntemler denenir. Kimi Ramazan'ı bekler, kimi iddiaya girer, kimi de adedini düşürmeye çalışır. Ama tiryakilerin tamamı kurtulmak için bir çaba sarf eder. Daha zeki ve daha iradeli olanlar bu hedefe ulaşır. Bırakamayanlar ise sigaranın nasıl ve ne zaman içileceğini ballandıra ballandıra anlatır.

- Sigara kötü arkadaştan iyidir be...
- İftardan sonra sigaradan bir nefes çektin mi ölümcül hastaya serum takmış gibi oluyor.
- Yorgunluğun üstüne demli çayla sigara nasıl sarar be...

Patron kızar, hanımla tartışırsın, amir kızar, işlerin ters gider, günün iyi geçmez yapışırsın sigaraya. Sanki problemleri o çözecek. Beyinde her saniye öldürdüğü hücrelerle işler iyice sarpa sarar bunu düşünemeyiz.
Kalmadı. Şunun şurasında ne kaldı. 4207 sayılı yasa çemberi genişletiyor. Daha önce kamu kuruluşlarında yasak uygulanıyordu. İçene 62, içirene 500 TL ceza vardı. Merak ediyorum kaç kişi bu cezaya çarptırıldı? Şimdi kapalı alanlar umuma açık yerlerde yasaklanıyor. Yasağa ne kadar uyum sağlanıyor, riayet edilir bilemem. Bizde bu sigara ikram muhabbeti olduğu sürece çok zor. Umarım yanılırım. Örnekler beni korkutuyor. Emniyet kemeri takmama yasağı çıkalı kaç yıl oldu. Kim takıyor?

Yasaklar ve yasal kurallardan öte kendi irademiz, kendi zekâmız ağır basmalı. Kendimizin, ailemizin ve çevremizin sağlığını yasaklarla değil beynimizle korumalıyız. Bünyesinde onlarca kanserojen madde bulunan bu zalim düşmanı yenecek güçteyiz. Çünkü biz insanız...
Şunu asla unutmayalım ki devletin koyduğu her kural ve her yasak bizim can, mal güvenliğimiz içindir.
Bu yasa tiryakiler için caydırıcı bir fırsattır. İyi değerlendirelim.
“Kurallara uyalım, uymayanları uyaralım.”