Sigara içmemek yasaktır !

Sigara içmemek yasaktır !Radkal İki, 14.06.2009,

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=940641&Date=23.06.2009&CategoryID=42
Radikal İki, 14.06.2009, Eda PINAR

İçen, içmeyen herkes başkasının dumanına tahammül göstermek zorunda mı? Zorundaysa, bunun adı faşizm değil mi?

Son dönem sigara yasağı üzerine başlayan tartışmalarda sigara içen, içmeyen birçok insanın diline doladığı bir kavram: Sigara içmeyenlerin faşizmi. Sigara içenleri ezmeye (daha yumuşak ifadeyle cezalandırmaya) yönelik olduğu düşünülen düzenlemeleri baskıcı, yasakçı, faşizan vb. diye nitelemek ve bunun üzerinden yaratılan bir mazlum edebiyatı, artık sigara dumanından rahatsız olanları ‘rahatsız olmaya hakkım var mı?’ diye düşündürmeye başladı. Hatta artık rahatsızlığımızdan rahatsız olur olduk.
Bu süreçte, temelde sigara içenlerin sigara içme hakkı üzerinden yürüyen tartışmalara bir de içmeyenler yönünden bakmak pek kimsenin aklına gelmedi. Yani sigara içmemeyi seçen insanların sigara içmemeye hakkı olduğu...

Hiç içmedim ama...
Ben 30 senelik hayatımda hiç sigara içmemiş bir insanım. Bu cümleyi kurduğum an tamamen yanlış olduğunu fark ediyorum ve şöyle düzeltiyorum: Ben, fiilen sigara yakıp dumanını içime çekmemiş bir insanım. Ama bu hiç sigara içmediğim anlamına gelmiyor. Çünkü her birimiz isteyerek ya da istemeyerek her gün pasif içici durumunda kalabiliyoruz. Bu durumda, aslında ülkemizde hayatında sigara içmemiş, neredeyse hiçbir insan olmadığı sonucuna varabiliriz. Yani sigara içmemeyi tercih etmek, bizim sigara içmememizi sağlamıyor. Kısacası sigara içmeyen (Türkiye özelinde) azınlığın ‘sigara içmeme’ diye bir haktan yoksun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durumda yanımda benden izin almadan sigara yakan bir insan, benim sigara içmeme hakkımı (ya da özgürlüğümü) çiğniyor. Hem sağlığıma zararlı bir duman solumama hem de üzerime sinen kötü kokuya maruz kalmama yol açıyor. Tabii ki kişinin sigara içme hakkı olmalı ama benim sigara içmeme hakkıma tecavüz ettiği noktada bu hakkın sınırlanması çok doğal değil mi?
Ancak fiilen böyle olmadığını deneyimlerimizden biliyoruz. Özellikle ‘bir sigaranın dumanından ne çıkar’ gibi söylemlerle, ‘sigara dumanının ne kadarından rahatsız olmamız gerektiğini de’ sigara içenlerin belirlemeye çalışıyor olması düşündürücü. Olmadı duman yoğunluğu ölçüm cihazları icat edelim, sigara içilen yerlerde duman belli bir seviyeyi aştığında alarm vermeye başlasın. Tabii bu ‘belli seviye’ neye göre belirlenecek o da ayrı. Zira, bazen yanıbaşınızda yakılan tek bir sigaranın size doğru tütmesi bile dumanaltı olmanıza ve üstünüzün başınızın tütsülenmesine yetiyor. Kısacası sigara dumanı solumama hakkı öyle kolay kazanılabilecek bir şey gibi gözükmüyor.
‘Üstümüz sigara kokuyor’ diye şikayet etmek de fazla ciddiye alınmayan bir aşırı hassasiyet göstergesi sayılıyor. Ne var yani tiksindirici bir kokuyla kaplansa üstünüz başınız? Yıkarsınız geçer! Nedense başka tiksindirici kokular aynı hoşgörüyle karşılanmıyor. ‘Ne var canım? Ter doğal bir şey, ter kokmak da hakkımız!’ diyen birisine gösterilecek tepkiyi bir düşünsenize!
Burada sorgulanması gereken, sigara dumanının neden katlanılması gereken doğal bir şey olarak görüldüğü. İçen, içmeyen herkes başkasının dumanına tahammül göstermek zorunda mı? Eğer zorundaysa, asıl bunun ismi faşizm değil mi? Asıl baskı, yıllardır sigara içmeyen ve dumana maruz kalmak istemeyenlerin üzerinde değil miydi?
Elbete yasak sevimsiz bir kelime. Sigarayı şurda iç, burda içme demek sigara içen biri için zorlayıcı olmalı. Ama asıl, sigara içenlerin içmeyenler üzerinde uyguladığı ‘sigara içmeme yasağı’, hâlâ adı konmadığından ötürü görünmez olmaya devam ediyor.
Görünürlüğü ve sayıları sigara içenlerden daha az olan içmeyenler, yıllarca tahammül ve hoşgörü çemberine sıkışıp kaldı. Şimdi de ‘Çoğunluğun tahakkümü gidiyor, azınlığın tahakkümü geliyor!’ nidalarıyla köşeye sıkışıyor.
Yanan gözlerimle, burnuma dolan dumanlar ve üzerime sinen kokulara katlanırken tek yaptığım çevremdekilerden az içmelerini ya da uzağıma oturmalarını istemek oldu. Yine de pek az sigara içen, kendini sorumlu hissederek duyarlı davrandı. Yani hayatım boyunca bulunduğum pek çok mekânda sigara içmeme hakkım olmadı. Bütün bunların üzerine bir de ‘faşizan’ diye nitelenmek ağırıma gidiyor.