Selahattin Duman İle Sigara İhtilafım

Selahattin Duman İle Sigara İhtilafımKanal D Haber, 06.07.2009,

http://www.kanaldhaber.com.tr/HaberDetay.aspx?haberid=46608&catid=32
Kanaldhaber, 06.07.2009, Tanzer GEZER
 
Aman, keyif benim değil mi? Çok yaşayıp da ne olacak. Sigaramı tüttürürüm, keyifle yaşarım, öleceksem ölürüm…
Demişti sigarayı bırak diyenlere. Çok da kızardı onlara, küçümserdi onları ot gibi sağlıklı yaşamaya çalıştıkları için.
Çayın, içkinin, kahvenin, balığın, mezelerin yanında iyi giderdi. Gözünü açtı mı ilk iş içerdi sigarayı, şöyle bir kendine gelirdi. Ohh…
Sigaranın keyfiyle yaşadı ve şimdi akciğer kanseri. Ölmeyi göze almıştı, herkes bir gün ölecekti ama unuttuğu bir şey vardı. Acı çekerek ölmek. Bunu hiç hesaplamamıştı. Şimdi bin pişman.
Hastalığını öğrendiği gün sigarayı bıraktı. Kendinden çok ailesine üzülüyormuş. Onlara bu sigara imalatçılarının belası acıları çektirdiği için. Sigara içmek keyfi ölüme bile değerdi belki ama dünyadaki hiçbir keyif bu kadar fiziksel ve ruhsal acı çekmeye değmezdi. Sekiz aydır yaşadığı zorlu tedavi, yaşam kalitesini iyiden iyiye bozmuş, ömrünce içtiği sigaranın tüm keyiflerini daha ilk kemoterapiden sonra yok etmişti.
Onca kusmaların, tarifsiz ağrıların, nefes nefese dolaşmaya çalışmaların, nefessiz kalmaların, korkuların ardından kim bilir onu daha neler bekliyor ya da artık beklemiyor …
Sigara içmeseydi de akciğer kanseri olabilirdi diyen sigara bağımlıları aramızda yaşamaktalar. Onlar da birer mağdur. Böyle kandırıldılar. Yakın zamana kadar onlar için, “Allah kurtarsın” demekten başka bir şey gelmiyordu elimizden ama şimdi kapı gibi bir yasamız var. Yasa, sanılanın aksine sadece pasif içicileri değil, tütün tüketicilerini de tütünün zararlarından korumaya yönelik. O nedenle sigara imalatçılarının “sigara içenlerin sigara içme özgürlüğü” söylemlerine kulak asmayın. Bu kadar cahil olmak gibi bir lüksümüz yok. Sigaranın insan sağlığına verdiği zararların iyileştirilmesi, iyileştirmeye çalışılması ekonomimize ciddi yük bindiriyor.
19 Temmuz 2009’da kapalı alanlarda sigara içilmesi yasaklanıyor. Ben bu günü Türkiye’nin Pasif İçicilikten Kurtuluş Günü olarak ilan ediyorum.
Usta yazar Selahattin Duman’a göre ise durum farklı.
Turizmde yeni umut.. Mercimek çorbası.. başlıklı yazısının tam orta yerine sigara yasağını oturtmuş. Yazısının bütünüyle hiç ilgisi yokken. Her hangi bir özel başlık atmaksızın turizm konulu metnin ortasında üç tane *** ardından yedi tane cümle. Sonra turizm konusuna devam.
Fotoğrafçılar bunu Perception and Images (algılama ve görüntüleme) dersinde Secondary Images (İkincil görüntüler) başlığı altında okuyorlar. Ben buna doğrudan gizli mesaj verme diyorum. Yasaya göre sigaranın bu şekilde reklam edilmesi de yasak.
Usta yazarın sigara sempatizanı olduğunu ve bu şekilde sigarayı reklam etmeye çalıştığını düşünmeyi çok isterdim ama bir aklım diyor ki tek başına sigarayı öven bir yazıyı göğsünü gere gere, korkusuzca yazabilseydi keşke. Yazsaydı da biz de karşı görüşlerimizi yazsaydık. İfade etme özgürlüğümüzü korkusuzca kullansaydık iki karşıt taraf olarak.
Bu aşamada ifade etme özgürlüğünün her özgürlük kavramında olduğu gibi yurttaşa sorumluluk yani vebal yüklediğini de yani her aklınıza geleni kamuya arz etmenin ifade özgürlüğünüzün üzerinde topluma faydasını gözetmeniz gerektiğini unutmamak gerekli.
Selahattin Duman, ben sigarayı övmedim ki diyecektir, eğrisi doğrusuna denk gelir ve yazımı okursa.
Daha önce tütün ürünleri imalat sektörünün reklam stratejilerinden bahsetmiş ve Leo Burnett’i bunları geliştirdiği için ayıplamıştım. Neydi bunlar, sigara içme hakkı yaygarası kopart, etkin havalandırma sistemi yalanı ortaya at ve kanaat önderleri arasından yandaş bul.
Selahattin Duman kanaat önderleri arasından seçilmiş bir yandaş mıdır bilmiyorum. Bilmek istemiyorum da. Ama yazının şekli şemali beni kuşkulandırıyor. Bu yeter. Ben kuşkulanıyorsam, bağımlılar ve maalesef bu sefer AKP sempatizanı olmayan yurttaşlar da (aklı selim olanlar hariç) mesajı almıştırlar mutlaka.
Sigara lobisinin reklam stratejisi nelere kadir değil ki. Milletvekilinin teki organik sigara yandaşıyım dedi milletin kürsüsünden. Keşke Selahattin Bey de turizm yazısının içine saklamadan aynı yürekle diyebilseydi diyeceğini. Sanırım vicdanı dürtmüş olmalı.
Memleket sigara içenler ve sigara karşıtları olarak belli bir bilinçle ikiye bölündü. Bunu sigara içme özgürlüğü diye süslediler. Yurttaş birbirine girsin, kavga etsin sigara içenler salakça bulduğum haklarını savunur hale yani sektörün ekmeğine bal sürer hale gelsinler diye.
Bu sökmedi pek çünkü sigara tüketicilerinin önemli kısmı sigara yasağının kendisini de az sigara tüketmeye iteceğinden bahisle yasaktan memnun. Nüfusun %43’ü sigara içici. Bu oranın içinden de sigara sevmiyoruz diyen hainler (!) olduğunu var sayacak olursak, bu matematik yasağı kaldırtmaya yetmez.
Başka söylemler bulmalı toplam nüfus içindeki yandaş sayısını arttırmak ve yasağı kaldırtmak için.
Örneğin Sayın Duman’ın turizm konulu yazısının ortasında pat diye ortaya attığı fikri, sigara lobicileri lehine şahane bir orana kavuşturucu nitelikte. AKP’liler ve AKP’li olmayanlar. Aşağı yukarı %43’e karşı bu sefer %57.
Yazıyı okuduysanız zaten biliyorsunuz. Okumadıysanız, Selahattin Duman’ın yazısının içine gizlemeye çalıştığı yedi cümlesini burada size bir cümle ile özetleyeyim.
Sigara yasağından bir türlü vazgeçmeyen AKP, kendisine karşıt olanların (yazarın deyişiyle “öbür yakadakilerin”) sosyal yaşamlarını sigara yasağı ile daraltmak istemekte. Vah vah vahhhh…
Sosyal yaşam günah ya AKP için diye bir mantık bulduysam da burada, açıkçası pek rağbet etmedim. AKP yandaşı falan da değilim.
 
Turizm yazısını kaleme almışken aniden kendisine ışıklar arasından bu yedi; bence lanetli, bölücü cümle vahiy olmuş olabilir belki diye de düşünecek kadar saf olmayı kendime yediremem. En terbiyesizce bulduğum şey başkalarını aptal yerine koymaya çalışmaktır.
Sayın Duman, sigarayı içip içmeme konusunu AKP yandaşı veya karşıtı meselesi şekline taşımaya çalışmanızı kınıyor ve size, “Aferin, 10 puan (!)” diyorum.
Sigara üreticilerinin binbir türlü hinliklerini görmüş, tanımış ve bertaraf etmişiz. Hala vazgeçmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini biliyor ve titizlikle icraatlarını izliyoruz. Önlemlerimizi alıyoruz.
Siz bilinçsizce mi yazdınız turizm konulu yazınızın tam orta yerinde başlıksız falan bu konuyu, yoksa bile bile mi…
Bu konuda bilinçsiz olduğunuzu düşünmek istiyorum çünkü “öbür yakadaki” yazılarınızı çok severim.
Bu, olmamış… (ofis@ihtilafyonetimi.com)