Sigara yasağı,

Sigara yasağıAkşam, 22.07.2009,

http://www.aksam.com.tr/2009/07/22/yazar/13610/serdar_turgut/sigara_yasagi.html
Akşam, 22.07.2009, Serdar TURGUT, serdarturgut@superonline.com

Yasağın başlayacağı saatlere denk gelen New York saatinde belediye başkanının yaptığı konuşmayı baştan sona dikkatle okudum. (İsterseniz Mayor Bloomberg'in resmi sitesinden bu yazıyı bulabilirsiniz.)
Bloomberg sigara içme yasağı getiren Türkiye'yi de övdüğü konuşmasında bu adımı atmanın ne kadar da önemli olduğunu anlatıyordu.
Ondan övgü almanın kendi başına pek bir anlamı yok tabii ama New York,  Türkiye'de neler yaşayabileceğini gösterme açısından hayli önemli.
Çünkü Türkiye'de sigara yasağının restoran ve barlara etkisinin ne olacağı merak ediliyor.
Birtakım felaket senaryoları var ortada. Hatta sigara yasağının barları, meyhaneleri doğrudan kapatamayan AKP hükümetinin, onları dolaylı yoldan kapatmak için getirildiği gibi bir komplo teorisi de dolaşıyor etrafta.
Ben de merak ettim, sigara yasağı başladıktan sonra New York'un gece yaşamında neler olmuş diye rakamları inceledim. Gördüm ki sigara yasağı geldikten sonra şehrin bar ve restoranları kapanmak yerine işlerini artırmışlar bile. Yani AKP şehir efsanesinde anlatıldığı gibi bir niyet taşıyorsa onlara kötü bir haberim olacak. Getirilen yasak, bar ile restoranların işlerini ve sayılarını orta vadede artırmaya yol açabilir.
İlk önce bazı rakamlara bir bakalım...
Sigara yasağı başlamadan önce ele alınan dönemde şehrin bar ve restoranlarında  17 milyon 300 bin dolar harcanırken yasak başladıktan sonra denk gelen aynı dönemde harcanan para miktarı    1 milyon 400 bin dolar daha artmış. Yani 18 milyon 700 bin dolar olmuş.
Yasak başladıktan sonra bar ve restoran sektöründe çalışan personel sayısı hiç düşmemiş. Aksine   10 bin 600 kişi artmış.
Yasak öncesinde baz alınan dönemde verilen içki lisansı sayısı bin 361 (1361) olurken yasak sonrasında denk gelen aynı dönemde verilen içki lisansı sayısı bin 416 (1416) olmuş.
Yani gördüğünüz gibi dünyanın en canlı ve en önemli yeme-içmek kültürüne ve restoran-bar geleneğine sahip olan şehrinde sigara yasağı işlerin azalmasına katiyen yol açmamış. Tersine işler daha da artmış.

YAPILMASI GEREKEN
Tabii bunun olabilmesi için sektörün de yapması gereken işler var. 'Yemek kültürü' üzerinde iyice çalışılması gerekiyor. Kaliteli yemeğin kaliteli ortamlarda yenilmesinin önemi, o ortamlarda sigara içmenin değil, kaliteli yemek yemenin ve kaliteli içmenin insanı nasıl daha fazla mutlu edebileceği insanlara yoğun olarak anlatılacak. Anlatılacak ki; yeni kültür bir an önce otursun yerine.
New York bunu yaptı. New York Times gazetesinin haftalık yemek ekiyle, yayın hayatına atılan onlarca yemek ve içki kültürü dergisiyle, sadece yeme-içmeye adanmış televizyon kanallarıyla (Food Channel, ki bunun bir bölümü bizde DIGITURK'te Home kanalında (17'nci kanal) görülebiliyor.)
Hemen her ayrı televizyon kanalında bir televizyon şefi yaratılarak ve ona her gün ekranda yemek pişirterek, New York'ta yemek yemenin çok önemli olduğu bilincini yarattılar.
Şefler bir rock starı gibi meşhur oldular. Onların dedikoduları yayıldı. İyi bir restoranda kimin hangi masada oturduğuna bakılarak sosyal hiyerarşiler hakkında, kim 'In' kim 'Out' spekülasyonları yapıldı.
Sonunda yemeğe çıkmak, güzel yemek yemek ve etrafı izlemek, spor programı izlemek kadar heyecanlı hale geldi.
İstanbul'da da artık kapalı alanlarda duman yok. Yani yemek kültürünün oluşup fışkırması için elverişli temiz ortam var. Bu aşamada benim Mr.. GURME döneminden tanıdığım gurme arkadaşlarıma büyük iş düşüyor.
İstanbul'da yaşayıp çalışan star şeflerimiz de var. (Carlo Bernardini mesela...), dernekler var. Bu iş üstlenilip, yemek kültürünün önemi daha yaygın olarak anlatılmalı.
Gazeteciler nerede ne yediklerini yazmaya utanmak yerine bunu özellikle yapmalılar. Modern bir gazetede yemek yazarının mutlaka olması lazım. Bu, bugün Türkiye açısından her zamankinden çok daha önemli.
'İstanbul' diyerek vurguyu bilerek yaptım. Elbette Türkiye'nin geri kalanını unutmuyorum ama bu tür yasakların modern yaşama etkilerini Amerika'da da Virginia eyaletinin bir kasabasına bakarak değil, New York'a, o da sadece Manhattan'a bakarak anlayabilirsiniz.
Türkiye'de de Afyon'un bir köyünde, meydandaki kahvede olanlara değil, İstanbul'un gece yaşamına etkisine bakacağız. Şehrin gurmeleri, gece gezenleri, dernekleri el birliğiyle bu işi çözebilir. Hem de önümüzde New York gibi muhteşem bir örnek de var.
Son bir haberim olacak; New York, Amerika içi turistlerin en fazla rağbet ettikleri şehir olarak tekrar belirlenmiş. Bunda da yeme-içme kültürünün etkisi tartışılmazdır. Sigara yasağından sonra İstanbul da böyle bir proje olarak ele alınmalıdır.

***
Yemek kültürü bu şekilde patlar ve işler artarken, aynı zamanda ne olmuş biliyor musunuz?
Sigara yasağı başladıktan sonra şehirde erken ölümlerin sayısı yüzde 20 azalmış.
Ergenlik çağındaki nüfusta ölüm oranında düşüş yüzde 52 olmuş.
Yasak öncesinde her dört gençten bir tanesi sigara içerken, yasak sonrasında her 12 gençten bir tanesi sigara içmeye başlamış.
Özetle; şehrin bar ve restoran sektörü bir darbe yemedi ve daha sağlıklı bir nüfusa ulaşıldı. Biz de de aynı sonuca varılacak, buna inanıyorum. Biraz bilinçli gayret göstermemiz gerekecek sadece.