Hükümet aslında sigarayı bırakmanızı istemiyor,

Hükümet aslında sigarayı bırakmanızı istemiyorHabertürk, 24.07.2009,

http://www.kontrahaber.com/yazar/2/yavuz_semerci/320/hukumet_aslinda_sigarayi_birakmanizi_istemiyor
Habertürk-Kontrahaber, 24.07.2009, Yavuz SEMERCİ, ysemerci@htgazete.com.tr
 
Siyasetçiler, yaptıkları işten olsa gerek toplum mühendisliğini seviyor. Kendi hayat tarzlarını, topluma dayatmanın her daim yolunu arıyorlar. En büyük engel ise muhalefet filan değil, hayatın kendisi ve ekonomik realiteler.
Ekonomik düzen verimli ve adil işler ise sanılanın aksine, siyasi iktidarların toplumu kendi doğrularına göre biçimlendirme şansı artıyor.
Örneğin hükümetin, benim de övdüğüm sigara yasakları konusundaki tavrını inceleyelim.
Hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan sigara düşmanı ve içkiye de dini gerekçelerle el sürmüyor. Ama mevcut ekonomik gerçekler sigara ve içki tüketiminin azaltılması durumunda devletin ciddi bir vergi kaybına uğrayacağını gösteriyor.
Sigarayla savaşan ülkelerin hemen hepsinde sigara fiyatları (vergi bindirildiğinden) anormal yüksektir. Kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasaklanmasıyla birlikte yükselen sigara fiyatı, tüketimin hızla azalmasına yol açıyor. Türkiye’de kapalı alanlarda sigara yasağı geldi ama bunu tamamlayacak vergi artışı gerçekleşemiyor. Çünkü sağlığımızı düşünen hükümet vergi gelirleri azalabilir endişesiyle fiyatları cazip tutuyor.

***
İSO tarafından açıklanan 500 büyük sanayi kuruluşunun içinde yarattığı katma değer açısından (dolaylı vergiler ağırlıkta) ilk 10 firmayı incelediğinizde gördüğünüz manzara ürkütücü. Birinci sırada Tüpraş (dolaylı vergideki aracılık miktarı: 16 milyar lira) İkinci sırada Marlboro’nun üreticisi Philips Morris (7 milyar lira) Sonra Petrol Ofisi (3 milyar lira) bir başka sigara üreticisi JTI (2.2 milyar TL) Aygaz (1.5 milyar TL). Tekel özel sektöre geçtikten sonra sıralamada göremedim. Herhalde o da en az 1 milyar TL dolaylı vergi ödemiştir. Bunları otomobil firmaları, içki firmaları takip ediyor.
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu bütün yıl çalışmış, didinmişler, 242 milyar TL’lik üretimden satış yapmışlar, 80 milyar liralık dolaylı vergiye aracılık yapmışlar… Ve bu dolaylı vergilerin yüzde 40’ı akaryakıt, sigara, otomobil ve içki firmalarının satışlarından tahsil ediliyor.

***
Mesela Philips Morris. Adamların cirosu 1.4 milyar TL. Karı ise dudak uçuklatır: 720 milyon TL. Aynı şirketin tüketiciden alıp, devlete verdiği dolaylı vergi ise 7 milyar TL. Diğer sigara şirketleri hesaba katıldığında 3 sigara şirketinin sattığı tütünden devlet yaklaşık 11 milyar TL (7.5 milyar dolar) dolaylı vergi topluyor. İşte çaresizlik burada başlıyor: Sigara vergilerini biraz daha artırsa gerçekten tüketim azalacak ama bu kez de vergi toplayamama tehlikesi var. Vergi mi sağlık mı ikileminde tercih vergiden yana oluyor. Yani devlet sigaradan kurtulmanızı değil, kapalı yerde içmeyerek medenileşmenizi istiyor!

***
Bu arada Doğan Grubu’na ait Petrol Ofisi’nin verileriyle, dolaylı vergilerin akaryakıtta insanları çıldırtacak noktaya geldiğini çok rahatlıkla anlatabiliriz. 2008 üretimden satışları 205 milyon TL. Devlete aracılık yaptıkları vergilerin miktarı ise 3 milyar TL. Düşünün tüketiciye bir mal satıyorsunuz. Şirket malı 6 kuruşa satıyor. Devlet diyor ki, “sen onu 100 liraya sat, 6 lirasını kendine al, gerisini bana dolaylı vergi olarak ver…”
Akaryakıt üzerindeki vergilerin durumu şirket bilançolarına işte böyle yansıyor. Hal böyle iken, akaryakıt şirketleri rekabeti bozuyorlarmış, kar marjlarını düşürmeleri gerekiyormuş gibi gündemler, “cambaza bak” numaralarından öte bir anlam taşımıyor.
Gerçek şudur: Türkiye’de uzun yıllar değişmeyecek ve vergi adaletini bozan çarpıklık derinleşerek büyüyor, dolaylı vergilerin (yüzde 70’lerin üzerine tırmanıyor) yükü artıyor.