Sigara çekmek

Sigara çekmekRadikal, 25.07.2009,

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=946589&CategoryID=97
Radikal, 25.07.2009, Namık Kemal ZEYBEK

Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ’ı seviyorum ve beğeniyorum. Yaptığı olumlu işlerin yanına, tarihe geçmesini sağlayacak büyük bir iş kattı.
Sigara konusundaki önlemlerini elbette destekliyorum. “Özgürlük mü” dediniz?
Özgürlüklerin sınırı başkasına zarar verecek yerde bitmez mi?
Yapılan düzenlemeyle, sigara çekenlerin sigara çekme özgürlüklerine dokunulmuyor. Çekmeyenlere zarar vermeleri önleniyor.
Aslına bakılırsa söz gelimi sigara çekenlerin evlerindeki çocuklarına verdikleri zararı da önlemek gerekmez mi? Ama artık o “yasa işi değil, akıl, vicdan ve bilinç işi” diyelim.
Peki bu konuyu sürdürelim. Büyüklerin ulu orta sigara içmelerinin küçükleri özendirmek bakımından yaptığı zararı nasıl önleyeceğiz? Ona da “kültür ve eğitim işi” diyelim mi?
Eskiden büyüklerin gördüğü yerlerde sigara çekmek ayıp sayılır ve sokakta çekenler avuçlarının içinde saklarlardı. Şimdiler de? Geçiniz...
“Sigaraya bu kadar mı karşısın” diyor musunuz? Daha da  çok karşıyım diyorum...
İşyerlerimde kül tablası olmaz, sigara ikramını da ikram saymam. Gelen konuklar çok isterlerse, dışarı çıkıp, çekip dönebilirler.
Niye bu kadar karşısın?
Çünkü insan sağlığına verdiği zarar tartışılmaz gerçek... Kimi ailelerin mutluluğuna yaptığı zarar da ayrı konu...
Başka?
Başkası da var: Benim çok sevdiğim Babaannem Hanife Hatun tütün çekerdi ve kanserden öldü. On yaşındaydım ve çok ağladım. Son aylarında yatakta ateşler içinde yandığını görünce ciğerim yanardı. Damlardan sarkan buzları toplar ona götürürdüm. Yüzüne, bedenine sürer ve kıtır kıtır yerdi. Mezarına kırk gün gemici feneri taşıdım. Karanlık basınca feneri gazla doldurup mezarın başına koyar, sabah gider alırdım.
Onu her gün hatırlıyorum.
Hatırladığım bir olay var ki konumuzla doğrudan ilgili:
Sanırım dokuz yaşımdayken, şeytana uydum ve kendime de sigara ve kibrit almaya başladım. Birkaç ay sonra da Bakkalımız durum anladı. Babaanneme anlattığına uzaktan tanık oldum.
Ara sıra bana bakarak konuşuyorlardı.
Çok korktum. Babamın beni nasıl döveceğiyle ilgili acıklı düşünceler içinde geçen bir karanlıklar gün ve gece... Sabah yemeğini hazırlarken asıl kara haber annemden geldi: Oğlum Bakkal Hasan Abi senin kendine sigara aldığını söylemiş. Babaannen de “Kemalettin öyle şey yapmaz, ben istiyordum” demiş. Bunu sana anlatmamı istedi...
Ah benim değerli Babaannem, keşke Babama söyleseydin de, istediği gibi dövseydi...
Birkaç gün Babaannemin yüzüne bakamadım ve hayatım boyunca bu yüzden de sigaradan nefret ettim.
Yani, sigarayı da, alkollü içecekleri de, insan sağlığına zararlı her türlü nesneyi de sevmiyorum.
Çekenleri, içenleri?
Onlar insan ve bütün insanları seviyorum. O yüzden de çekmemelerini ve içmemelerini istiyorum. Anlayacağınız köktenci bir Yeşilaycıyım. Yeşilay’ın da Ankara şubesine 1960’lı yıllarda üye olmuştum.
Bu yazıyı okuyup bana kızan tiryakilere de bir şeyler söylemeli miyim?
1969 yılıydı. Trabzon’un çok tanınan din bilgini ile Gümüşhane’de bir evde iftar açtık. Hoca, bir yudum sudan sonra hemen sigarasını yaktı.
- Hocam tütüne haram diyenler var? Dedim.
- “Haramdır  dedi. Hekim yasaklamışsa... Mekruhtur, yeni başlamışsa... Ama tiryakiye helaldir bu meret...”
Ne diyelim. Düşünce özgürlüğü var...
Ama başkalarını ve kendini zehirleme özgürlüğü olabilemez bence...
Niye mi? “sigara çekmek” diyorum...
Bu içecek değil ki!..