Uyuyan devi uyandırmak lazım,

Dünyada üretilen sigaraların üçte birini Çinliler içiyormuş. Özellikle erkek nüfus arasında çok yaygın. Çin’de her 10 erkeğin 6’sı sigara kullanıyor. Hindistan’da bu sayı 5. Amerika’da ise erkek nüfus verisi yok ama her 10 yetişkinin 2’si sigara içiyor. Yani Çin ve Hindistan’dan çok daha iyi konumdalar. Tütün ürünleri muazzam bir endüstri. Üreticiler çok güçlüler. Çinliler ile sigara devleri arasındaki kavgayı görünce sektörün gücünü anlıyorsunuz. Çinliler fiyatı yükseltmek ve paketlerin üzerine uyarıcı resimler koydurmak istiyorlar ama zorlanıyorlar. Sigaranın su gibi içildiği Çin, tütün şirketleri için gözden çıkaramayacakları kadar büyük bir pazar. Ama sektör sorunlu. Bu hafta gazetelerde sigarada bulunan ‘polonium-210’ adlı bir radyoaktif maddeden bahsediliyordu. Wikipedia’dan baktım, nedir bu polonium-210 diye? Eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun 2006’da zehirlenmesinde kullanılan maddeymiş. Kaynakça bölümünde ‘Uyuyan Devi Uyandırmak’ başlıklı bir ilginç bir çalışma var. Çalışma, sigara üreticilerinin polonyumun varlığından 40 yıl önce haberdar olduklarını, tütünü bu maddeden arındırmak istediklerini ancak başaramadıklarını öne sürüyor. Firmalar kendi çalışmalarının yayımlanmasını engellemişler, çünkü kamuoyunda bu konuda bir farkındalık yaratılmasını istememişler. Başarılı da oldular; polonyum-210 gibi bir tartışma ortaya çıkmadı. Yani uyuyan devi uyandırmadılar. Sigaraların üzerinde sağlığa zararları konusunda resimli uyarılar var ama bu polonyum-210 sorunu ek bir uyarı konulmasını gerektirir mi? Mesela sigara paketlerinde ayrıca bir radyasyon uyarısı yer almalı mı? İş sağlık otoritesine düşüyor. Eğer bu risk ciddiyse, sigara içerken polonyum-210’a maruz kalıyorsak, ayrıca bir radyasyon uyarısı da olmalı.