Yüzde 100 dumansız hava sahasına evet,

Yüzde 100 dumansız hava sahasına evetHürriyet, 13.09.2010,

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15753261.asp?yazarid=109
Hürriyet, 13.09.2010, Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU, mkadioglu@hurriyet.com.tr

Dikkat, Dikkat! Sigara dumanına maruz kalmak genlerde saklı hastalık özelliklerini harekete geçiriyor.

Weill Cornell Tıp Fakültesi bilim insanları, sigara içmeyenlerde ikinci el sigara dumanına maruz kalmanın neden olduğu genetik aktivite değişiklikleri tespit etti. Araştırmacılar ilk defa pasif içicilerin genlerinin ikinci el sigara dumanından etkilendiğini ortaya koydu.

Araştırmaya, bir kısmı sigara içen, bir kısmı ise hiç sigara içmemiş 121 denek katıldı. Genetik aktivite bakımından solunum yolu hücrelerini inceleyen araştırma sonucunda, deneklerin sigara dumanına maruz kalma oranını objektif olarak ölçebilmek için nikotin ve kotinin gibi nikotin metabolitleri ölçüldü. İdrar örnekleri de incelendi.
Vücuda giren dumanla karşılaşan ilk hücreler olan “Solunum yolu hücreleri” kansere davetiye çıkarıyor. Kanser, KOAH, amfizem veya bronşit gibi akciğer fonksiyonunun bozulduğu hastalıklarda akciğerlerin hava soluma yetisini kaybetmesi, ilk olarak solunum yolu hücrelerinin etkilenmesiyle başlıyor. Öyle ki, duman ister doğrudan sigaradan çekilsin ister ortamdaki ikinci el sigara dumanından solunmuş olsun, nefes borusundan başlayıp ciğerlerin derinliklerindeki minik hava keseciklerine kadar bronşu çevreleyen tüm solunum yolu hücreleri sigara dumanı ile karşı karşıya kalan ilk hücreleri oluşturuyor.

KÖMÜR MADENİNDEKİ KANARYALAR GİBİ

Araştırmada denekler, idrardaki nikotin düzeyine göre üç gruba ayırılmış: Yüksek düzeyde tütün metaboliti taşıyan sigara içicileri; bu bileşenleri hiç taşımayan sigara içmeyenler ve bu iki grup arasındaki düşük oranda maruz kalanlar. 372 genin karşılaştırılmasının yapıldığı bu üç grup içinde bilim insanları, hayatında hiç sigara içmemiş ve nadiren içen kişileri de dahil ettikleri düşük maruziyet grubunun, sigara içmeyenlerle yüzde 34 oranında, sigara içenlerle ise yüzde 11 oranında aynı aktif gen aktivitesini paylaştıklarını tespit etmişler.
Sonuçlar, ikinci el sigara dumanına maruz kalan düşük maruziyet grubunda görülen genetik değişikliklerin sigara içenlerinki ile benzeştiğini göstermiş. Öyle ki araştırma da görülen genetik değişikliklerin sonraki akciğer hastalıklarına doğru ilk moleküler adımları oluşturduğu ortaya konuyor.
Araştırma ekibinin başındaki Dr. Crystal çalışmanın sonuçlarını şöyle yorumluyor: “Benim için ilginç olan akciğer hücrelerinin sigara dumanına karşı ne kadar hassas oldukları. Ha birilerinin sigara içtiği bir partiye gitmişsiniz, ha haftada bir adet sigara içmişsiniz, hiç fark etmez. Maruziyetinizin düzeyi ne olursa olsun, akciğer hücreleriniz bundan etkileniyor ve yanıt veriyor. Bir kömür madenindeki kanaryalar gibi canhıraş biçimde bağırıyorlar: Değişim geçiriyoruz. Bu çevresel duman tehditine karşı yanıt vermek için, ya etkinleşerek ya da etkisizleşerek genlerimiz değişikliğe uğruyor.”

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN TAHRİBAT

Araştırmayı değerlendiren Türk Toraks Derneği Astım Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Füsun Yıldız “Bu çalışma sigara dumanının güvenli dozu olmadığını, en ufak bir maruziyetin bile insanda saklı hastalık genlerinin şalterini açtığını göstermiştir. Sigara dumanından korunmanın tek geçerli yolu yüzde 100 dumansız hava sahasıdır” dedi.
Bu genetik değişikliklerin ne kadar kalıcı olduğu kesinlik kazanmış olmamakla beraber önceki araştırmalardan elde edilen veriler en azından sigara içenlerde bazı değişikliklerin geri dönüşsüz olabildiğini gösteriyor. Sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında, sigara içenler hızlanan biçimde akciğer fonksiyonu azalması yaşıyor. Sigarayı bıraksalar bile, asla hiç sigara içmemiş olanlarla aynı fonksiyon düzeyine ulaşamıyorlar.
Özetle, yüzde 100 dumansız hava sahasına evet!..