İçki içerken bu yazıyı yazamazdım!

İçki içerken bu yazıyı yazamazdım!.Vatan, 14.12.2010,

http://haber.gazetevatan.com/Haber/346701/1/Gundem
Vatan 14.12.2010,Reha MUHTAR, rmuhtar@gazetevatan.com
 
Çocukken, zaman zaman Ankara’da Marmara Otel’e, Kent Otel’e, Anadolu Kulübü’ne yemeğe giderdik...

Birkaç aile toplanılır, Pazar öğle yemeğine gidilirdi...

Babam hayatında ağzına rakı koymamıştı...

Sevmezdi rakının kokusunu...

Muhtemeldir ki bu nedenle pek rakıcı, akşamcı arkadaşları olmazdı babamın...

Dost meclislerinde arada bir kırmızı şarap, bazen de bira içerlerdi...

Evde veya otellerde açık büfelerde, kırmızı şarabın servis edildiği, Pazar yemekleri çok keyifli olurdu...

Ben çocuktum...

Bana konmazdı kırmızı şarap, ya da bira...

Kola içerdim her çocuk gibi...
***


Ankara mazbut bir kenttir...

Aile ilişkileri güçlü, arkadaşlıkları ve dostlukları derin, hayatı daha bir samimidir...

Fazla sarhoşu, alkoliği, barı meyhaneyi eğleneceyi bütün bir kente taşımaz...

Ancak tahminlerin ötesinde bir Batı’lıdır...

Kırmızı şaraplı restoranları, Fransız, İtalyan lezzetleri gelişmiş bir kenttir...

Çay Yolu’nda ünlü bir et lokantasını sivil polisler yemek yenir kırmızı şarap içilirken, “Çocuklar içkili ortamda anne babalarıyla da olsa bulunamazlar” diyerek basmışlar...

Çok acıklı bir tablo bu...

Avrupa’nın Amerika’nın herhangi bir kentinde bir kafeden çocukların gönderilmesi gibi bir durum bu...

Tüm bu ülkelerde kafelerde de her türlü alkollü içki bulunur...

“Kafelere çocuklar giremez” derseniz sizi deli zanneder tımarhaneye gönderirlerler...
***


Hele “anne baba şarap veya bira içerken, çocuklar yanınızda bulunamaz” derseniz, sizi mekandan atma ihtimalleri fazladır...

Çoluksuz çocuksuz, bekar ve gamsız içki içtiğim yıllarda olsa bu yazıyı şimdiki kadar rahat yazamazdım...

Muhafazakar çevrelerin “Sen ne anlarsın aile düzeninden, çocuk yetişmesinden türü” laflar edip “haklı” görünmelerini istemezdim...

Şimdi çocuklarım var...

Üstelik içki de içmiyorum...

Dostlarla toplandığımızda eğer “şarap” içiyorlarsa, gelen şarabı tadıyorum ve beğenirsem masaya servis yaptırtıyorum...

Tatma dışında kendi kadehime koydurtmuyorum...

Hiçbir doktor tavsiyesi olmadan bıraktım şarap içmeyi de...

Bıraktığıma göre, “çok da heveslisi değilim kimsenin içki içmesine...”
***


Sigara konusunda kapalı alanlarda çok hassasım...

kanser eder o allanlarda sigara içmek...

Yasağın sonuna kadar uygulanmasından yana oldum, savundum, uygulayanlara destek oldum...

Barlara ve meyhanelere, pavyonlara 18 yaşından küçük çocukların gitmesine de karşıyım...

Bu yasaktan da yanayım...

Ama Ankara’da herhangi bir restoranda çocuklarıyla yemek yiyen aileye, “Bu içkili yerde çocuklar olmaz” demek, “tamamen başka bir anlayış demektir...”

Bu muhafazakarlık da değil...

Bu yasalardaki boşluklardan yararlanıp, insanlara “zorla başka şeyleri yaptırtmaya çalışmak” demek...

Bu olayı ailelerinin önünde yaşayan çocukların “içki konusunda ilerde ne düşüneceklerini” bilmem...

Ama annelerinin babalarının sivil polis karşısında, içtikleri içkiden dolayı onların önünde sorun yaşamalarının “hazin” tablosunu hiç unutmayacakları kesindir...
***


Bu size hazin gelmeyebilir...

Ama emin olun, benim gibi içkisi, sigarası olmayan çok mazçbut bir aileden gelen bir çocuk için bile “hazin”dir...

İyi ki babamın veya annemin bir restoranda kadehinin sorun edildiğini çocuk başıma görmedim...

Umarım bundan sonra da bizim çocuklarımız görmez...
***